fıkraoku.com

ANA SAYFA > Nasrettin Hoca Fıkraları

Nasrettin Hoca Fıkraları

Yalancı Şahit Fıkrası

Günü birinde Nasreddin Hocanın arkadaşlarından biri kendisine gelip; birisinin kendisini mahkemeye verdiğini bir buğday meselesi hakkında yardımına ihtiyacı olduğunu, kendisi için yalancı şahitlik yapmasını istemiş hocadan.
Nasreddin Hoca bu çok eski arkadaşını kıramamış ve yalancı şahitlik yapmayı zor da olsa kabul etmiş.
Fakat mahkeme boyunca sürekli BUĞDAY yerine ARPA diyormuş. Kadı en sonunda sinirlenip:
- Bre adam, dava buğday davası arpa değil. Neden sürekli arpa diyorsun şuna? diye çıkışmış hocaya.
Hoca da gayet sakin:
- Efendim mesele yalan olduktan sonra BUĞDAY olsa ne olur ARPA olsa ne olur?

 

fıkraoku.com ekledi,

Kadı Efendinin Cübbesi Fıkrası

Kadı Efendinin Cübbesi Akşehir kadısı keyfine düşkün bir adammış. Akşehir'de halkın yanında içki içemeyeceğini iyi bilen kadı efendi, canı içmek isteyince; şarap şişesini alıp, bağlara gidermiş. Kadı efendi bir gün şarap şişesini alıp bağlara gitmiş, kendisini kimsenin görmeyeceği bir yere varınca; şarabını içmeye başlamış. İyice sarhoş olan kadı efendi, cübbesini, sarığını bir yere fırlatıp atmış ve kendisi de sızıp kalmış. Nasrettin Hoca'nın da bir cübbeye ihtiyacı varmış. Üstündekiler epey eskiymiş. Yerlere atılmış cübbeyi görünce hemen alıp sırtına giymiş. Kadı akşama doğru ayılmış, bir bakmış ki; cübbe yok. Cübbesini arayan kadı efendi, bulamayınca; çalındığını sanmış. O halde evine gelen kadı efendi, adamlarına emir vermiş:
- Yarın sabah kimin sırtında benim cübbeyi görürseniz; hemen yakalayıp getirin!

Ertesi gün çarşıyı pazarı dolaşan kadının adamları, bir bakmışlar ki; kadının cübbesi Nasreddin Hoca'nın sırtında. Bunu gören adamlar, Hoca'yı apar topar yakalayıp kadının huzuruna getirmişler. Kadı cübbeyi tanıyınca sormuş:
- Hoca efendi, bu cübbeyi nerden buldun?

- Dün bazı arkadaşlarla bağda dolaşıyorduk. Bir de ne görelim? Saçı sakalı ağarmış, şöyle sizin gibi kelli felli bir adam, zil zurna sarhoş olmuş yatmıyor mu? Yanında da içilmesi haram olan koca bir şişe şarap da var. Cübbesini sarığını çıkartıp atmış. Bu halde oralardan bir hırsız geçecek olsa cübbeyi çalacak. Buna meydan vermemek için cübbeyi aldım. Sahibi çıkınca hemen çıkarıp vereceğim. Şahitlerim de var.
Kadı şöyle sakalını bir sıvazladıktan sonra biraz düşünmüş ve demiş ki:
- Sen o cübbeyi sağlıkla giymeğe devam et Hoca efendi, o cübbenin sahibi çıkmaz...

 

fıkraoku.com ekledi,

Elimi Al Fıkrası

Bir köyde yaşayan çok cimri bir adam varmış. Bu adam bir gün göle düşmüş herkes adamın başına toplanıp:
- Elini ver, diyormuş O sırada oradan geçmekte olan Nasrettin Hoca topluluğun yanına gidip:
- Ey be ahali bu adam bunca senelik yaşamında bir çöpünü bile paylaşmamış hep cimri olmuş. Hele siz bi açılın ben onu kurtarırım, demiş ve adamın yanına gidip "elimi al, elimi al" demiş ve adam hemen hocanın elini tutmuş ve adamı sudan çıkartmışlar. ♡~softy~♡

 

Ayşenur Demirbaş ekledi,

Üç Yıla Kadar Fıkrası

Hoca eşeğine okuma öğreteceğini vaat ederek Timur'dan, bu işin karşılığı olarak yüz altın almış, üç yıl da süre istemiştir. Dostları;
- Üç yıl sonra Timur seni öldürür, korkmuyor musun? Dediklerinde Hoca da şu karşılığı verir:
- Üç yıla kadar ya Timur ölür, ya eşek ölür, ya ben ölürüm.

 

fıkraoku.com ekledi,

Cumaya Gidiş Fıkrası

Cumaya Gidiş Nasreddin Hoca, cüppeyi giyinmiş, sarığı sarınmış Eşeği karakaçana binmiş. Yolda bir ahbabı:
- Hayrola Hocam! Nereye böyle? demiş.
- Cuma'ya gidiyorum
- Nasıl olur Hocam, bugün Çarşamba!
Hoca Karakaçanı gösterip:
- Bu emektarın işine belli olmaz, ancak yetişirim, demiş.

 

fıkraoku.com ekledi,

Az Biraz Sadaka Fıkrası

Az Biraz Sadaka Camiden çıkmakta olan Nasreddin Hoca'ya bir dilenci yaklaşır ve;
- Hocam Allah rızası için az biraz sadaka verir misin?
- Az vermek şanımdan değildir.
- O halde çok verin Hocam!
- O da senin şanından değildir gafil!

 

fıkraoku.com ekledi,

Nasıl Kaybetti Fıkrası

Nasıl Kaybetti Şaka olsun diye adamın biri Nasreddin Hocaya;
- Hocam hocam! Karın aklını kaybetti, demiş.
Bunun üzerine hoca düşünceli şekilde oturup düşünmeye başlamış, bu halini gören şakacı adam Hocaya sormuş:
- Hocam niye böyle düşündün kaldın?
Hoca da demiş ki:
- Benim hatun zaten aklını kaybetmişti, bir daha nasıl kaybetti acaba diye düşünüyorum

 

fıkraoku.com ekledi,

Dar Gelen Yatak Fıkrası

Dar Gelen Yatak Nasrettin Hoca'nın hanımı vefat etmiş. Erkek adamın yalnız yaşaması biraz zordur. Hoca da yalnızlığa dayanamamış, kendine uygun bulduğu dul bir hanımla evlenmiş. Nasrettin Hoca ile yeni karısı, gece olunca, yatmışlar yatağa, başlamışlar muhabbete. Kadın, rahmetli kocasını övmeye başlamış:
- Benim rahmetli şöyle iyiydi, böyle iyiydi...

Hoca bu, altta kalır mı? Kesmiş kadının sözünü:
- Benim rahmetli hanım daha iyiydi!

Kadının ağzı açılmış bir kere, kapatabilirsen kapat:
- Benim rahmetli erkenden kalkardı, sobayı yakardı, çorbayı pişirirdi, sofrayı hazırlardı...

Kadın rahmetli kocasının marifetlerini saymaya başlamış. İşin kötüye gittiğini gören Nasrettin Hoca, öyle bir itmiş ki; kadın yataktan yuvarlanarak düşmüş. Kendini yerde bulan kadın şaşkınlıkla sormuş:
- Hoca efendi, ne yaptın ayol?
Hoca cevap vermiş:
- Yatak dar geldi.
- Niye ki?
Hoca demiş ki:
- Bir yanda sen, bir yanda ben, bir yanda senin rahmetli, bir yanda benim rahmetli; dört kişi bir yatağa nasıl sığacağız yahu!

 

fıkraoku.com ekledi,

Kuyruklu Yalan Fıkrası

Günün birinde Nasrettin Hoca, camide bir vaaz veriyordu. Cemaatten bazılarının esnediğini ve bazılarının da uyukladığını fark etti. Bunun üzerine şöyle konuşmaya başladı:
- Bir sabah, Akşehir'den dışarı çıkmıştım. Çayın kenarında dört ayaklı ördekler su içiyorlardı...

Dört ayaklı ördek sözünü işiten cemaat, gözlerini açarak Nasrettin Hoca'yı dikkatle dinlemeye başladı. Bunun üzerine Nasrettin Hoca:
- Yahu!... Siz nasıl adamlarsınız. Deminden beri size vaaz ediyorum, uyukluyorsunuz da, kuyruklu bir yalan uydurunca hepinizin gözleri açıldı.

 

Mehmet Akcan ekledi,

Hocanın Kayıp Eşeği Fıkrası

Bir gün Nasrettin Hoca eşeğini alıp uzaktaki bir kasabaya gider. Kasabada gezinirken eşeğini kaybeder. Uzun süre eşeğini arar ancak bir türlü bulamaz. En sonunda yorgun düşer, pes eder. Dinlenmek ve geceyi geçirmek için bir otele gidip oda kiralar. Kendisine verilen odanın kapısını açar ve yatağın düzgün, kırışıksız ve tertemiz olduğunu görür. Üstü başı kirli olduğundan yatağa yatmaya gönlü razı olmaz, yatağın altına uzanır, tam o sırada yeni evli bir çift özel bir gece geçirmek için oda ister. Otelde çalışan acemi biri yardımcı olmak ister ve der ki "Koridora geçin boş oda varsa oraya girin" der.
Nasrettin Hocanın odasının kapısını açarlar ve bakarlar ki oda boş. Nasrettin Hoca yatağın altında yattığı için onu da göremezler.
Genç çift hazırlanır ve yatağa girerler ki adam karısana "Sevgilim gözlerinde bütün şehri görüyorum" der ve bunu duyan Nasrettin Hoca kafasını uzatıp "Benim eşeği de görüyor musun?" der.

 

fıkraoku.com ekledi,

Hoşunuza giden fıkraları bizimle paylaşın...

Fıkra Başlığı

Fıkra

Ekleyen:

Nasrettin Hoca Fıkraları Kategorisinde Toplam 435 Fıkra Kayıtlı.