İğne İplik
Adamın biri, 40 adım uzaktan ipliği atıp iğnenin deliğinden geçirmek için 40 yıl çalışmış, bu yeteneği ile padişahın huzuruna çıkmış.
Padişah;
- 40 altın verin, 40 da sopa vurun, demiş.
Adam 40 sopaya şaşırınca Padişah;
- Becerini ve böyle lüzumsuz işlerde kullandığın için, demiş.
fıkraoku.com ekledi,
Tazı Dediğin
Çok pinti bir vezir İncili Çavuştan bir tazı istemiş.
Biliyorsunuz av köpeği olarak kullanılan tazılar çok zayıf olurlar, incecik belleri ve ince bacakları olur. İncili Çavuş; şişman ve irice bir köpeği getirmiş. Vezir tabii ki çok kızmış:
- Yahu bu nasıl tazı böyle? Tazı dediğin sıskacık olur! Diye bağırmış.
İncili Çavuş da;
- Merak etmeyin yanınızda bir ay kalsın dediğiniz hale gelir, demiş.
fıkraoku.com ekledi,
Yarı Yarıya
İncili Çavuş padişahın huzuruna çıkıp yaptığı espriler karşılığında ödül olarak altın paralar alıyormuş. Padişahın vezirlerinden biri de;
- Bana bak aldığın her şeyin yarısını bana vereceksin, yoksa seni bir daha huzura çıkartmam, demiş.
İncili Çavuş kabul etmiş ve huzura çıkarak gösterisini yapmış. Padişah çok beğenmiş;
- Tamam dile benden ne dilersen, diye sormuş. İncili Çavuş da;
- Sultanım 100 değnek vurulmasını dilerim; ama her şeyin yarısını isteyen bir ortağım var ellisi ona ellisini bana, demiş
fıkraoku.com ekledi,
Özür ve Kabahat
Padişah, bir gün lala paşasını sınamak istemiş.
- Öyle bir şey yap ki, özrün kabahatinden büyük olsun, demiş.
Bunun üzerine lala paşa düşünmüş taşınmış, formülü bulmuş. Bir gün padişah önde, kendisi arkada merdivenlerden çıkarken, padişahın kaba etine bir çimdik atıvermiş. Padişah, hiddetle dönmüş doğal olarak. Tam ağzını açacakken lala paşa atılmış:
- Özür dilerim padişahım, sizi hanım sultan sandım.
fıkraoku.com ekledi,
Valinin Hediyeleri
Görev yerinden dönen vali hazineye gidecek malları teslim ederken bazılarını ayırarak verince Hz. Peygamber;
Onları niye ayırıyorsun? diye sordu. Vali;
- Onlar bana verilen hediyeler, dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber;
- Sen vali olmasaydın o hediyeler verilir miydi? diyerek, onları da hazineye aldı.
fıkraoku.com ekledi,
Kolayı Var
Sultan 3. Mustafa zamanında yaşamış şair Haşmet'in kendince aptal işler yapanları kaydettiği bir defteri varmış. Sultan nasıl yaptıysa defteri bulmuş. Heyecanla defteri karıştırırken kendi adının yazılı olduğunu görmüş. Hemen Haşmeti huzuruna çağırmış;
- Sen ne cüretle benim adımı yazarsın. Ne aptalca işimizi gördün? Haşmet;
- Sultanım siz bir paşanıza bir tomar para verdiniz ki gidip Arabistan'dan cins bir at alsın. O kadar parayı alan adam geri döner mi?
Sultan;
- Ya geri dönerse adam? diye sorunca. Haşmet;
- O zaman kolayı var sultanım. Sizin adınızı siler onun adını yazarım...
bilinmiyor ekledi,
Eşekler Neyin Nesi?
Çevresindekilerce gizliden gizliye "Öküz" olarak adlandırılmış olan Mehmet Paşa'nın komuta ettiği ve İran'a karşı düzenlenen bir seferde, ordu komuta heyeti kışlak çadırında toplanmış taarruz planlarını gözden geçirirlerken, birliklerin iaşesi ve taşıma işleri için getirilmiş öküzlerden biri çadırın aralığından kafasını uzatıp gözlerini Öküz Mehmet Paşa'ya dikmiş. Çevresindekiler gülmemek için kendilerini zor tutmuşlar, biraz tebessüm ederlerken, öküz gitmiş. Ancak bir süre sonra tekrar gelip, başını yine içeri uzatmış ve yine uzun uzun Öküz Mehmet Paşa'yı süzmüş. Bu sefer çevresindekiler artık kendilerini tutamayıp kahkahaları basmışlar. Herkes gülmekten kırılırken, Öküz Mehmet Paşa,
- Bu hayvan bana ne diyor biliyor musunuz? diye sormuş.
- Diyor ki; "Hadi senin kim olduğunu anladım da, bu yanındaki eşekler de neyin nesi?"
fıkraoku.com ekledi,
Niye Geziyorsun?
Yeniçeri Ocağı kaldırılıp Bektaşi tekkeleri de kapatıldıktan sonra Bektaşi dervişlerinin her biri bir tarafa kaçıp saklanmışlardı. Padişah bir gün Bahçekapı’da korkmadan, çekinmeden dolaşan bir Bektaşi görünce hayret eder ve yanına gelir:
- Baba sizinkilerden her biri bir tarafa savuştu. Sen burada, yalnız başına niye geziyorsun? diye sorunca Bektaşî hiç tereddüt etmeden şöyle der:
- Sultanım beni damızlık bıraktılar.
Bu hazırcevaplıktan pek memnun kalan hükümdar, babaya hiçbir şey yapmadan yanından ayrılır.
Konuk ekledi,
Eşsiz Konuk
Padişah Kanuni Sultan Süleyman, şehzadelerine muhteşem ve büyük bir sünnet düğünü yapmıştı. Bu düğün uzun müddet dillere destan oldu. Bundan önce de veziri İbrahim Paşa, evlenmesi münasebetiyle büyük bir düğün yapmış ve Kanuni'yi davet etmişti.
Bir gün Sultan Süleyman, Paşa'ya sordu:
- Paşa! Senin düğünün mü, benim düğünüm mü daha muhteşem oldu?
Paşa:
- Benim düğünüm, diye cevap verdi. Sultan Süleyman üzülerek ve hiddetlenerek sordu:
- Neden?
- Zira efendim, benim düğünüme dünyanın en büyük padişahı geldi. Sizin düğününüze ise böyle bir konuk gelmedi.
fıkraoku.com ekledi,