Yapılan Dualar
Bektaşi, camide namazdan sonra dua etmiş:
- Ey ulu Tanrım, bana bir rakı parası ver!
Yanında namazını bitiren softa da, ellerini kaldırmış:
- Rabbim, bana iman ver!
İki duayı da işiten hoca, Bektaşi'ye:
- Bak, herkes ne istiyor Tanrı'dan, sen rakı parası. Utanmıyor musun?, demiş.
Bektaşi usulca şöyle demiş:
- Ne yapalım hoca efendi, herkes kendisinde olmayanı ister...
İst 34 ekledi,
Giden Oruç
Oruç tutan Bektaşinin biri çok fena susamış. Vakit geçirmek için kırda giderken bakmış gürül gürül akan bir çeşme. Adeta kendinden geçmiş bir halde ağzını dayayıp yudum yudum içmeye başlamış. Bu sırada oradan geçen biri görüp:
- Aman erenler ne yaptın? Oruç gitti, diye seslenmiş.
Bektaşi, ağzının iki yanından süzülen sular bağrına doğru inerken cevap vermiş:
- Oruç gitti, ama fakire de can geldi!
fıkraoku.com ekledi,
Rahatsız Etmem
Sohbet ortamında "Ramazan ayı, dileklerin kabul olduğu aydır. Allah'tan ne istersen verilir" demişler. Bektaşi'nin biri de bunu duymuş. Çoktan beri veremediği borcunu ödemek için camiye giderek namaz kılıp, duaya başlamış.
- Yarabbi, evine ilk defa geldiğim gündür, ben bunlar gibi günde beş defa gelip seni rahatsız etmem. Borcumu verecek kadar para ihsan eyle. Bir daha da gelmem.
fıkraoku.com ekledi,
Bektaşi'nin Kerameti
Bektaşilerden biri, içkinin yasak olduğu devirde, bir şişe şarap almış. Cübbesinin altına saklamış, yolda giderken padişah rast gelmiş:
- Nedir o cübbenin altındaki? diye sormuş. Bektaşî de:
- Abdest suyu sultanım, demiş. Padişah:
- Çıkar bakalım, şarap olmasın! deyince, Bektaşi:
- Padişah hürmetine şarap ol yâ mübarek, diyerek şişeyi çıkarır. Padişah bakar ki şarap.
- Şimdi de su yap bakalım, der. Bektaşî:
- Ben bu kadarını yaptım. Padişahın gücü büyüktür. Ötesini de siz yapınız sultanım, der.
fıkraoku.com ekledi,
Canlar Nerede?
II. Mahmut bir gün bir Bektaşi tekkesini bastırır. İçeridekilerden hepsi sağa sola kaçar. Yalnız ihtiyar bir Bektaşî kaçamayarak ortada kalır. II. Mahmut babaya sorar:
- Baba, canlar nerede?
- Şevketlü Sultanım, sizi görünce ortalıkta can mı kalır...
Ferdi ekledi,
Niye Geziyorsun?
Yeniçeri Ocağı kaldırılıp Bektaşi tekkeleri de kapatıldıktan sonra Bektaşi dervişlerinin her biri bir tarafa kaçıp saklanmışlardı. Padişah bir gün Bahçekapı’da korkmadan, çekinmeden dolaşan bir Bektaşi görünce hayret eder ve yanına gelir:
- Baba sizinkilerden her biri bir tarafa savuştu. Sen burada, yalnız başına niye geziyorsun? diye sorunca Bektaşî hiç tereddüt etmeden şöyle der:
- Sultanım beni damızlık bıraktılar.
Bu hazırcevaplıktan pek memnun kalan hükümdar, babaya hiçbir şey yapmadan yanından ayrılır.
Konuk ekledi,
İğne Deliği
Bektaşi dervişlerinden birine:
- Erenler! Cenabı Hak her şeye kadirdir dersiniz; bir dikiş iğnesinin gözünden bir deveyi geçirebilir mi? demişler. Bektaşi:
- Vızır, vızır.
- Nasıl yani?, diye sorulunca,
- Ya dikiş iğnesinin gözünü büyütür, ya deveyi küçültür, geçirir.
fıkraoku.com ekledi,
Padişahın Kulu
İstanbul'da gezinen Bektaşi, padişahın sarayı zannettiği görkemli
bir binanın yanından geçiyormuş. Binanın önünde şatafatlı bir fayton duruyormuş.
Binadan sırmalı elbiseleri olan adam çıkınca, muhafızlar selama durmuş. Adam faytona binerken, Bektaşî meraklanmış ve muhafızlardan birinin yanına yaklaşarak sormuş:
- Faytona binen padişah mıdır?
- Hayır, padişahın kuludur.
Bektaşî, önce faytondaki adama bakmış, sonra da kendi üstünün başının
perişanlığına. Sonra, ellerini açarak:
- Hey Allah'ım. Bir padişahın kuluna bak, bir de senin kuluna!
fıkraoku.com ekledi,
Kim Uğursuz?
Avcı Sultan Mehmet diye anılan 4. Mehmet bir gün akşama kadar
uğraştığı halde, bütün attıkları boşa gider. Bunun sebebini sabahleyin ilk gördüğü adamın uğursuzluğuna hamlederek:
- Saraydan çıkarken kapı önünde sallana sallana biri geçiyordu. Sivri külahlı, sırtı kamburumsu. Bana çabuk onu bulun, diye emir vermiş.
Hemen tanımışlar, meşhur Bektaşi Ayyaş Hamza. Karakullukçular yaka paça adamı huzuruna getirirler. Öyle bir uğursuzun yaşamak hakkı olmadığı için derhal asılmasına karar verilir. Bektaşi der ki:
- Sabahleyin ilk beni gördüğünüz için iki keklik bile vuramadınız. İyi ama Padişahım, benim de bu sabah ilk gördüğüm siz oldunuz, fakat benim kellem gidiyor. Uğursuzluk hangimizde fazla?
Cevap padişahın o kadar hoşuna gider ki hayatını bağışladıktan başka bir kesede altın verir.
fıkraoku.com ekledi,