Çok pinti bir vezir İncili Çavuştan bir tazı istemiş.
Biliyorsunuz av köpeği olarak kullanılan tazılar çok zayıf olurlar, incecik belleri ve ince bacakları olur. İncili Çavuş; şişman ve irice bir köpeği getirmiş. Vezir tabii ki çok kızmış:
- Yahu bu nasıl tazı böyle? Tazı dediğin sıskacık olur! Diye bağırmış.
İncili Çavuş da;
- Merak etmeyin yanınızda bir ay kalsın dediğiniz hale gelir, demiş.
Padişah İncili Çavuş'a sormuş:
- Senin yüzünde ve çenenin altında niçin tüy yetişmiyor?
İncili hemen şu cevabı vermiş:
- Yüzümü anam öpmüş, çenemin altını da babam öpmüş de ondan.
Kasaba halkı, Kadıdan çok şikâyetçiydi. Rüşvetsiz iş görmeyen, zorbalığı son haddini bulan bir adam kasabayı kasıp kavuruyordu. Hakkında yapılan bütün şikayetler de, vali akrabası olduğu için hep etkisiz kalmıştı.
Sonunda bıçak kemiğe dayandığından, kasabanın ileri gelenleri durumu sonradan valiye anlatmaya karar verdiler. Tam o sıralarda İstanbul'dan hemşerilerinin ziyaretine kasabaya gelen İncili Çavuş'u da önlerine alarak valiye gittiler.
Vali, heyeti nezaketle kabul etti, ikramlar yaptı. Hoşbeşten sonra ağız açmalarına fırsat bırakmadan:
- Ya kadı efendi biraderimiz nasıldır? Doğrusu bu derece adil, dürüst, hakkaniyetli, faziletli, alim bir kadı her kazaya nasip olmaz,
diye övmeye başlayınca, heyetten hiçbirinin şikayete dili varmayacağını anlayan İncili Çavuş, hemen atıldı:
- Tamamen hakkı aliniz var efendimiz. Esasen buraya gelişimizin sebebi de, kendilerinden bu kadar memnun oluşumuzdur. Bu derece dürüst, hakkaniyetli, faziletli, alim ve fadıl bir kadıya malik olmak gerçekten bir kaza için nimettir. Şimdiye kadar biz bu nimetten fazlasıyla faydalandık. Diyoruz ki, biraz da vilayetin öbür kazaları bundan hisse alsınlar. Onun için bir başka kazaya naklini ricaya geldik.
İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa Kralına gönderildiğinde, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış.
Kral, bunları görünce dayanamayıp:
– Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı? diye sorunca, İncili Çavuş:
– Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, cevabını vermiş. Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek.