Sana Reçel Yok Fıkrası
Göktuğ, kardeşinin elinin reçele bulaşmış olduğunu görünce şöyle dedi:
- Sana kahvaltıda reçel yok, sen reçel hakkını yemişsin!
Kardeşi gözlerini Göktuğ'a dikerek gülmeye başladı:
- Sana da yok.
- Niçinmiş o?
- Çünkü ben hepsini yedim :)
fıkraoku.com ekledi,
Borcun Doğum Günü Fıkrası
Kayserili, mahalle terzisine elbise diktirmişti. Ama parasını bir türlü ödemiyordu. Aradan tam bir yıl geçmişti, terzi faturayı bir kez daha yolladı. Altına da şu notu ekledi:
- Borcunuz bugün tam bir yaşına bastı.
Pişkin Kayserili de da terziye şu mektubu gönderdi:
- Alacağınızın doğum gününü canı gönülden kutlarım...
fıkraoku.com ekledi,
Ona da Sıra Gelir Fıkrası
Kayserili esnaf iş yerinde yemek yemektedir, müşteri gelir.
- Afiyet olsun amca,
- Buyur yeğenim beraber yiyelim. Buyur bak, sucuk var, pastırma var, sarma var, kızartma var, börek var...
- Teşekkür ederim amca, ben de ülser var...
- Olsun yeğenim, ona da sıra gelir, sonra yeriz.
fıkraoku.com ekledi,
Susuzluk Sorunu Fıkrası
Çölde petrol arayan şirketin sahibine şantiye şefinden susuzluktan yakınan mektuplar geliyordu.
Kayserili patron sekretere:
- Şikayet etmek için ne lazımsa yapıyorlar. Ama ben bir türlü inanamıyorum.
Sekreter:
Bu seferki ciddi sanırım. Çünkü zarfın üstündeki pulu toplu iğneyle tutturmuşlar.
fıkraoku.com ekledi,
Ağırlığınca Altın Fıkrası
Aşırı zengin adam Kayserili müstakbel kayınpederi ile konuşuyordu:
- Kızınızın benimle evlenmesine izin verirseniz size onun ağırlığınca altın veririm.
- Bana iki hafta müsaade etmeniz mümkün mü?
- Böyle iyi bir teklif için iki hafta düşünmek çok değil mi?
- Düşünmek için değil, kızımın biraz daha kilo alması gerek de...
fıkraoku.com ekledi,
Kayserili ve Şeytan Fıkrası
Kayserili şeytan gibi zekaya sahip, şeytana pabucunu ters giydiren Kayserilinin yanında şeytanın lafı mi olur, sözleri şeytanın kulağına sık sık gelmeye başlayınca, bu sözleri içine sindirememiş. Şeytan, Kayserili biri ile ortak arazi ekmeyi planlar. Şeytan der ki kendi kendine: "Göreceğiz bakalım, şeytan mi daha kurnaz, Kayserili mi?" Ve gün gelir Kayseriliye sözü açar:
- Seninle ortak bir pancar ekelim, deyince Kayserili:
- Hay hay ekelim, demiş.
- Ama her şey ortaklaşa yapılır. Tarlalar sürülür, tohumu, gübresi hasat zamanı beklenir.
Şeytan bu ya duramaz işte:
- Kayserili arkadaş, bak pancar yeşerdi, yaprakları koca koca oldu.
- Seninle bir pazarlığa girelim. Üstü benim olsun toprağın altta kalanı da senin olsun, ne dersin?
- Tamam, ortağıma saygım ve güvenim sonsuz. Yeşil yapraklar büyüdükçe şeytanın da yüzü gülüyormuş. Gün gelmiş, mahsul kaldırılmış. Tüm yaprakları şeytan alırken toprak altındaki pancarı da Kayserili almış. Kayserili, pancarı satmış bir sürü para alırken, şeytan kendisini aldatan o yeşil yapraklarla beş parasız kalmış. Ve yenilgiye doymadığı için:
- Kayserili arkadaş seninle bir de buğday ekelim. Yalnız bu sefer toprağın altı benim demiş ve Kayserili de:
- Peki üstü de benim, demiş. Gene yıl sonu gelmiş, gene şeytanda hüsran. Çünkü şeytan, buğdayın saplarını alırken Kayserili de buğdayın denelerini almış. Artık dayanamayan şeytan demiş ki:
- Aman be Kayserili arkadaş pes benden. Senin namını duymuştum da inanmamıştım. Meğerse sen neymişsin be Kayserili...
Kayserili ekledi,
Kayseri'ye Kaç Saat Fıkrası
Yoldaki adam at arabasındaki adama sordu:
-Kayseri'ye ne kadar sürer?
- Yarım saat.
-Ben de binebilir miyim?
- Buyur.
Bir süre yol aldıktan sonra yine sordu:
- Şimdi ne kadar kaldı?
- Bir saat.
- Nasıl olur demin yarım saat kaldı diyordun!
- Elbette, biz aksi yöne gidiyoruz.
fıkraoku.com ekledi,
Yahudi'nin Adresi Fıkrası
Rahmetli olup öbür dünyaya göçen bir Kayserili, orada bir Yahudi ile arkadaşlık etmektedir. Aralarındaki uyumlu ahbaplık meleklerin dikkatini çeker ve onları mükafatlandırmak isterler. Yanlarına çağırıp derler ki:
- Sizin hâl ve gidişiniz çok güzel, öbür insanlara örnek olması için sizi yeniden dünyaya göndereceğiz, oraya giderken bizden ne isterseniz yerine gelecektir, dileyin bizden ne dilerseniz.
Hemen Yahudi atılarak:
- Ben ağırlığımca altın isterim.
Melekler kabul ederler ve Kayseriliye dönerek:
- Sen ne istiyorsun?
Kayserili kıs kıs gülerek:
-Siz bana Yahudi'nin adresini verin yeter.
fıkraoku.com ekledi,
Kasketin Delikleri Fıkrası
Altmışlı yılların başında Kayserili vatandaşın birisi Ankara'da dolaşırken kendisine bir kasket almak istemiş. Kasket satan dükkanların bulunduğu bölümleri gezerken bir kasket beğenmiş ve başına geçirip aynadan kendisini izledikten sonra satıcıya “Kaç lira?” olduğunu sormuş. O zamanlar kasketin en iyisi iki buçuk liradır ama satıcı bakmış ki adam beğenmiş: “Beş lira” demiş. Kayserili vatandaş kasketi eline alıp evirip çevirdikten sonra:
- Hani bunun delikleri? demiş. Satıcı hayretle sormuş:
- Taze kaskette delik ne arasın Hemşerim?
Kayserili:
- Bu kaskete beş lira verecek eşeğin kulakları nereden çıkacak?
fıkraoku.com ekledi,
İlk Hata Fıkrası
Genç bir Kayserili yeni bir işe başlamış. Bir aylık çalışma sürecinin sonunda ilk maaşını almak için bankamatiğe gittiğinde anlaştıkları maaşın 8OO TL üzerinde fazla bir ücret yatırıldığını görmüş.
Hiç sesini çıkarmadan, sevinerek maaşını çekmiş. Aradan bir ay daha geçmiş. Tekrar maaşını almaya bankamatiğe gitmiş, bakmış ki maaş bu sefer de 400 TL eksik yatmış. Sinirle hemen muhasebeye gidip itiraz etmiş ve sormuş;
- Neden maaşım eksik yattı?
Bunun üzerine muhasebeci sormuş;
- Neden geçen ay 800 TL fazla para yattığında itiraz etmediniz de, şimdi eksik yatınca itiraz ediyorsunuz?
Adam sakince cevap vermiş;
- Prensibimdir, ilk hatayı her zaman affederim.
fıkraoku.com ekledi,