Nasrettin Hoca bir gece aniden uyanır: "Hanım çabuk kalk gözlüğüm nerede?" diye sorar.
Hanımı uykulu uykulu: "Hoca gece yarısı niçin gözlük arıyorsun?" der.
Hoca: "Ne demek niçin, tabiki daha iyi rüya görmek için" der.
Nasrettin Hoca bir gün öğle uykusundayken dışarıda oynayan çocukların gürültüsünden rahatsız olur ve bu sesten kurtulmak için çocukların yanına gidip şöyle der:
-Köyün öteki ucunda bir evde düğün varmış, kapıyı çakan herkese helva, lokum dağıtıyorlarmış.
Bunu duyan çocuklar koşa koşa uzaklaşmışlar. Aradan bir süre geçmesine rağmen gelmemişler.
Çocukların dönmediğini fark eden Hoca kendi kendine:
-Bende gitsem iyi olacak, meğer dediğim doğruymuş, der.
Nasrettin Hoca, bir gün zengin bir adamın cenazesinde hem tabutun yanında yürüyor hem de sesli sesli ağlıyormuş. Cenazeye katılanlardan biri onu teselli etmek için yaklaşmış.
- Merhum akraban mıydı?
Hoca cevap vermiş:
- Yok akrabam değildi, ben de ondan ağlıyorum ya!
Bir Ramazan günü Nasreddin Hoca'nın gözleri susuzluktan afallamış.
Dayanamayıp bir çeşmeye çaktırmadan yanaşmış. Tam suyunu içerken,
bir köylü görmüş Hocayı:
- Aman hoca, günah değil midir bu yaptığın!
- Yıkıl karşımdan, Ramazan gider bir daha gelir, ama ben gidersem bir daha gelmem; ne günahı...
Nasreddin Hoca göle maya çalarken Temel bunu görmüş.
- Hayırdır hocam ne yapıyorsun? Demiş. Hoca:
- Göle maya çalıyorum. Temel:
- Yaa hocam ne yapacaksın o kadar yoğurdu...
Hoca, bir gün kırlardan topladığı çalı çırpıyı eşeğine yükleyip evine götürürken:
"Acaba, yaş çırpı da kurusu gibi yanar mı?" diye düşünür ve şeytana uyarak çakmağını çakar ve alevi çalı çırpıya dokundurur. Aralarında kuruları da bulunan çalı çırpı hemen alev alır. Eşekte bir korku, bir telaş, huzursuzluktur başlar. Anıra anıra, çifte ata ata dörtnala koşmaya başlar. Hoca da arkasından olanca gücüyle bağırır:
- Aklın varsa göle koş!
Nasrettin Hoca bir gün bir dereden geçiyormuş, bir taştan diğer bir taşa atlarken kayıp suya düşüvermiş
- İhtiyarlıktan oluyor böyle şeyler, diye söylenivermiş. Çevresine bakınınca kimseyi görememiş
- Gençliğinde de bir şey değildin ya, demiş.
- Nasrettin Hoca akşam uyurken dışarıdan sesler gelmiş, Hoca karısına seslenmiş:
- Hanım kalk dışarıdan sesler geliyor. Hanımı
- Kedidir kedi, deyip yatmış.
Nasrettin Hoca dayanamayıp dışarı çıkmış, bakmış ki iki adam kavga ediyor. Kavgayı ayırmaya kalkmış, ikisini ayıracakken arkadan biri Nasrettin Hocanın yorganını aldığı gibi kaçmış. Nasrettin hoca eve girince karısı sormuş:
- Bey ne oldu?
- Ne olacak hanım, yorgan gitti kavga bitti