Temel ile Dursun bir gün ava gitmişler. İri bir geyik avlayıp geri dönerlerken çok ağır olan geyiği birer boynuzundan beraberce tutarak köylerine doğru yola koyulmuşlar. Köye beş yüz metre kala köyün yaşlılarından biri ile karşılaşmışlar. Adam geyiği görüp Temel ile Dursun'u tebrik ettikten sonra geyiği böyle taşımaları halinde etinin sertleşeceğini söyleyerek kuyruğundan çekerek taşımalarını önermiş. Temel ile Dursun da kuyruğundan çekerek taşımaya başlamışlar. Bir süre sonra çok yorulmuşlar ve Dursun Temel'e dönüp:
– Ula Temel biz yine eskisi gibi taşısak iyi olur. Baksana köyden epeyce uzaklaştık...
İskoçya'da iki avcı ava çıkarlar. Yürüme esnasında avcılardan biri yere düşer ve hareketsiz olarak yatar. Bunu gören arkadaşı hemen yanına gelir bakar ki arkadaşı nefes almıyor, gözlerindeki ferin de kaybolduğunu fark eder ve hemen acil sevisi arar.
- Arkadaşım öldü, bu durumda ne yapmam gerekiyor? Diye sorar.
Telefonun ucundaki ses:
- Sakin olun ben size yardım edebilirim ama önce arkadaşının öldüğünden emin olmamız gerek, der ve birkaç saniye sessizlikten sonra bir el silah sesi duyulur. Sonra:
Avcılar bir gün oturmuş hepsi atıp tutuyor. Ben şöyle vurdum, böyle tuttum diye.Bir tanesi de başlamış anlatmaya;
- Bir gün ormanda avlanıyorum bi baktım karşımda ayı, hemen tüfeği doğrulttum bir sıktım yok, ulan nooluyo buna herhalde tutukluk yaptı dedim. Namlunun içine baktım, gördüm ki kurşun geliyo, hemen çevirdim ayıya vurdum.
- Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı? Çifteyi doğrultacak vakit yok!.. Silahı bir kenara attığım gibi başladım kaçmaya. Fakat Ayı peşimde! Benden hızlı koşuyor. Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim. O kadar yaklaşmıştı. Derken Ayının ayağı kaydı, yere düştü... Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım. Ama ayı toparlandı, kalktı, bana yetişti. Yine nefesi ensemde... Pençesini uzatsa omzumdan yakalayacak. Allah'tan tam o sırada yine Ayının ayağı kaydı, yere düştü. Talih bana gülüyor! Hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım, yeniden arayı beş yüz metre kadar açtım. Allah sizi inandırsın arkadaşlar, Ayı yine bana yetişti. Yine nefesi ensemde... şansa bakın... Ayının tekrar ayağı kayıp yere düşmez mi?
Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış:
- Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!... Hayvan bana üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi, ben korkumdan altıma ederim.
Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış:
- Lafı karıştırma yahu! Ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun?
Bir matematikçi Afrika'da aslan avlamaya çalışmaktadır. Sonunda bir tane aslan görür ve etrafına tel örgü çeker. Daha sonra da şöyle der:
- Burayı dışarısı olarak tanımlıyorum.