- Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı? Çifteyi doğrultacak vakit yok!.. Silahı bir kenara attığım gibi başladım kaçmaya. Fakat Ayı peşimde! Benden hızlı koşuyor. Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim. O kadar yaklaşmıştı. Derken Ayının ayağı kaydı, yere düştü... Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım. Ama ayı toparlandı, kalktı, bana yetişti. Yine nefesi ensemde... Pençesini uzatsa omzumdan yakalayacak. Allah'tan tam o sırada yine Ayının ayağı kaydı, yere düştü. Talih bana gülüyor! Hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım, yeniden arayı beş yüz metre kadar açtım. Allah sizi inandırsın arkadaşlar, Ayı yine bana yetişti. Yine nefesi ensemde... şansa bakın... Ayının tekrar ayağı kayıp yere düşmez mi?
Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış:
- Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!... Hayvan bana üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi, ben korkumdan altıma ederim.
Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış:
- Lafı karıştırma yahu! Ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun?
Bir Amerikalı ile Japon safariye çıkmışlar. Her ikisi de son teknolojik
silahları da birbirlerine nazire yapmak için yanlarına almışlar. Derken uzakta bir aslan görünmüş. Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş. Ama karavana. Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri fark edince üzerlerine doğru gelmeye başlamış. Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış. Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış. Amerikalı sormuş :
- Ne o, aslandan hızlı mı koşacaksın ?
- Yoo, senden hızlı koşsam yeter.