Günün birinde kutuplarda dolaşan yavru kutup ayısı babasının yanına gelince sormuş:
- Baba ben gerçekten kutup ayısı mıyım?
- Elbette yavrum nereden çıkardın bunu?
Yavru kutup ayısı "Allah Allah!.." deyip gitmiş.
Bu sefer annesinin yanına gitmiş ve sormuş,
- Anne ben gerçekten kutup ayısı mıyım?
- Tabii evladım kutup ayısısın.
Yavru tekrar "Allah Allah!.." deyip, yeniden babasının yanına gitmiş.
Bir daha sormuş;
- Yaa baba Allah aşkına doğru söyle, beni evlatlık falan almadınız değil mi? Yani ben sizin öz oğlunuzum.
Baba dayanamamış artık;
- Oğlum dedim ya sana bizim oğlumuzsun diye, hem sen neden ikide bir soruyorsun ki bunu?
Yavru ayı titreyerek:
- Yahu donuyorum baba, donuyorum...
Ercan Boz ekledi,
Aslan ve ayı, suyun kenarında "Önce ben içeceğim, önce ben içeceğim" diye kavgaya tutuşurlar. Zamanla tartışma iyice alevlenir. Tam bu sırada akbabaların sesleri işitilir.
Durumu derhal kavrayan aslan ve ayı bir süre birbirlerine bakarlar. Ardından da "Derenin suyu ikimize de yeter." diyerek sudan birlikte içerler.
fıkraoku.com ekledi,
Erzurumlu harmanını kaldırmış, ekinini kurutuyormuş,öğleden sonra gökyüzü kararmaya başlamış.
— Allah'ım, ne olirsen ekinim gurumadan yagmurunu yagdirma!
- Allah'ım, birkaç gün daha yağmurunu yagdirma, ne olirsen,
diye dualar edip durmuş.
Ekini kurudu kuruyacak. Akşam üzeri, son yarım saatte bir yağmur bir boran, tüm ekin ıslanmış, telef olmuş.
O hırsla eve gelmiş, bir de bakmış ki; eşeği de yıldırım çarpmış. Bu yaşadıkları Erzurumlunun içine oturmuş ama bir şey de yapamamış. Gel zaman git zaman ramazan ayı gelmiş.
İlk gün niyetlenmiş Erzurumlu.
iftara tam yarım saat kala, bir sigara çıkartıp yakmış. İlk nefesini şöyle bir güzelce çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş.
— Nasıl? illet oliysen şimdi degil mi?, demiş ve eklemiş:
— Ölen eşegi de gurbana saymazsam şerefsizim...
Gökçe Naz ekledi,