Üç sıkı dost birlikte balık tutmaya gitmişler. Hep beraber gülüp eğlenerek balık tutmuşlar. Tuttukları balıkların birazını pişirip yemek için yakacak toplayıp ateş yakmışlar. Balıklar yanan ateşte pişerken sohbet etmeye başlamışlar. İçlerinden birisi arkadaşlarına dert yanmış:
- Bugün balık tutmaya gidebilmek için karıma evdeki eskiyen koltuk takımını değiştireceğime söz vermek zorunda kaldım.
Bunun üzerine diğeri de arkadaşlarına dert yanmış:
- O da bir şey mi? Ben bugün balık tutmaya gidebilmek için karıma evin bütün duvarlarını boyatacağıma söz vermek zorunda kaldım.
Üçüncü arkadaşlarından ses çıkmayınca merakla sormuşlar:
- Sen ne söz verdin balık tutmaya gidebilmek için?
Üçüncü arkadaşları cevap vermiş:
- Ben hiçbir söz vermedim. Sabah kahvaltıdan sonra karıma "Bugün canım çok sıkkın, balık tutmaya mı gideyim yoksa birlikte annemlere ziyarete mi gidelim?" dedim. O da bana "Hayatım, giderken üstünü sıkı giyin, gelirken de tuttuğun balıklardan birazını eve getir." dedi.
Bir Amerikalı ile Japon safariye çıkmışlar. Her ikisi de son teknolojik
silahları da birbirlerine nazire yapmak için yanlarına almışlar. Derken uzakta bir aslan görünmüş. Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş. Ama karavana. Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri fark edince üzerlerine doğru gelmeye başlamış. Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış. Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış. Amerikalı sormuş :
- Ne o, aslandan hızlı mı koşacaksın ?
- Yoo, senden hızlı koşsam yeter.