Yoldaki adam at arabasındaki adama sordu:
-Kayseri'ye ne kadar sürer?
- Yarım saat.
-Ben de binebilir miyim?
- Buyur.
Bir süre yol aldıktan sonra yine sordu:
- Şimdi ne kadar kaldı?
- Bir saat.
- Nasıl olur demin yarım saat kaldı diyordun!
- Elbette, biz aksi yöne gidiyoruz.
Yahudi'nin biri, pazara, topal eşeği satmak için götürür, fakat alıcıyı kandırmak için eşeğin tırnağına çivi çakar, eşeğe bir Kayserili müşteri çıkar. Kayserili ayaktaki çiviyi görür, içinden "çiviyi çıkarırım düzelir" diye düşünür, eşeği alır.
Yahudi ertesi gün sağda solda övünür.
- Siz Kayserililer akıllıyız diye övünürsünüz, çiviyi çaktım anadan doğma sakat eşeği sattım der.
Duyanlar bunu Kayseriliye anlatırlar.
Kayserili elini dizine vurur:
- Tüh yahu, verdiğim para sahte olmasaydı bayağı kazıklanmıştım.