Erzurumlu iki kişi İstanbulda gezerken yeni bir Avm'nin açıldığını görürler. Biri burayı gezmek ister, diğeri ihtiraz eder, der ki;
- Oğlum paramız mı var ki gezmek istiyon? Öteki arkadaşına der ki:
- Oğlum gel benle, onlara öyle bir şey sorarım ki burda imkanı yok bulunmaz. Tamam deyip içeri girerler. Başlarlar AVM'yi gezmeye. Gezme esnasında görevli kızlardan biri yanlarına yaklaşır kendilerine nasıl yardımcı olacağını sorar. Erzurumlu der ki;
- Baci biz "sami" aramıştık bulamadık. Kızda Erzurumluymuş. Kızda gülerek demiş ki;
- Beyefendi aradığınız sami karaağaçtan mı yosa peluttan mı olsun?
Beklenmedikleri cevapla karşılaşan bizim uşaklar neye uğradıklarına anlayamamışlar. Ordan kızararak bozararak öyle bir çıkmışlar ki bir daha o AVM'nin yanına dahi yaklaşmamışlar.
Not: Sami: kağnıları taşıyabilmek için öküzlerin boğazlarına takılan ağaçtan yapılan bir araçtır.
Zamanın birinde Erzurum'dan bir grup Hacca gitmek için yola çıkmışlar. Van'a gelmişler. Van'ın bir köyünde konaklamaya karar vermişler. O köyün de imamı yokmuş. Köylüler aralarında konuşmuşlar ve Erzurum’dan çıkıp hacca giden bu topluluktan birini imam yapmaya karar vermişler.
Hem Erzurumlu, hem de hacca gidiyorlarsa boş insan değillerdir diye düşünmüşler. Nitekim tekliflerini içlerinden birisi kabul etmiş. Her yıl 400 koyun verilecekmiş imama.
Adam hacca gidip masraf yapacağıma burada kalıp yalandan imamlık yapar ve her yıl 400 koyun sahibi olurum diyerek işe başlamış.
Saf bir Erzurumlu şehirler arası otobüs yolculuğu yaparken mola yerinde otobüsünü şaşırmıştı. Anonsu duyunca kalkmakta olan otobüsten içeri dalıp seslendi:
- Dadaşlar hele bir bahın ben bu otobusun yolçusu miyam?