Adamın biri acıyla koşa koşa doktora gelir:
- Doktor! Yardım edin. Yardım edin doktor... Arı soktu!
- Merak etmeyin, ona iyi gelecek bir kremimiz var.
- Ama onu bulamam. Koca parkın kim bilir neresindedir?
- Yoook, anlamadınız. Arıya değil, onun soktuğu yere süreceğim kremi!
- Oh! Parkta çınar ağacının dibinde oturuyordum. Çok krem gider oraya!
- Ammaaann!! Salak mısınız siz? Vücudunuzun neresini soktu onu söyleyin!
- Parmağımı soktu, parmağımı!
- Hangisi?
- Ne bileyim ben? Bir yığın arı vardı parkta... Hepsi de birbirine o kadar çok benziyordu ki!
Doktorun biri hastasının yanına gelir ve konuşmaya başlar:
- Size bir iyi, bir de kötü haberim var Önce kötü haberi söyleyeyim isterseniz Hımm, maalesef yanlış bacağınızı kesmişiz Çok üzgünüz Ama iyi habere sevineceksiniz! Öteki bacağınız iyileşiyor."
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
- Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz ?
Doktor:
- Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı
tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız?
Adam:
- Ooo ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük.
- Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.
Gerçek akıl, sadece bize sunulan çözümleri seçmek değil, en uygun çözümü bulabilmektir.