Kadının birisi fazla kilolarından şikayetçiymiş. Ne kadar uğraşsa da bir türlü zayıflayamıyormuş, sonunda bir doktora gitmiş. Doktor sorunca başlamış şikayetini anlatmaya:
─ Son zamanlarda çok fazla kilo aldım. Kaç defa diyetisyene gittim ama boğazıma hakim olamadığım için verilen diyetleri uygulayamadım. Zayıflamak için başka bir çare yok mu ?
Kadını dinleyen doktor bir reçete yazarak, ne yapması gerektiğini kadına anlatmış:
─ Size bir kutu zayıflama hapı yazdım. Kutunun içerisinde yüz tane hap var. Bu hapları kesinlikle yutmayacaksınız. Her yemekten önce evinizdeki odalara birer tane zayıflama hapı bırakacaksınız. Daha sonra birer tane zayıflama hapı daha bırakacaksınız. Kutudaki haplar tamamen bitene kadar bunu tekrar ettikten sonra yemek yiyebilirsiniz. Yemekten sonra da aynı şekilde hapları toplayarak kutusuna koyacaksınız. Üç ay içerisinde kilolarınızdan kurtulduğunuzu kendi gözlerinizle görürsünüz.
Doktorun biri hastasının yanına gelir ve konuşmaya başlar:
- Size bir iyi, bir de kötü haberim var Önce kötü haberi söyleyeyim isterseniz Hımm, maalesef yanlış bacağınızı kesmişiz Çok üzgünüz Ama iyi habere sevineceksiniz! Öteki bacağınız iyileşiyor."
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
- Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz ?
Doktor:
- Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı
tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız?
Adam:
- Ooo ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük.
- Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.
Gerçek akıl, sadece bize sunulan çözümleri seçmek değil, en uygun çözümü bulabilmektir.