Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için ormanda bulunmaktadır.
Birden şiddetli bir yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir köy evine sığınırlar.
Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için yanlarından ayrılır.
Bu arada hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden bir metre kadar yukarıda ve dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine yönelik aralarında bir tartışma başlar.
Kimyacı;
- Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış, der.
Fizikçi;
- Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş, diye yorumlar.
Jeolog;
- Tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın ihtimalini azaltmayı amaçlamış, der.
Matematikçi;
- Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış, derken
Antropolog;
- Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha soyut biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş, diye değerlendirir.
Tartışma ve konuşmalar bu şekilde ilerlerken, orman köylüsü içeri girer ve orada bulunanlar hep birlikte ona sobanın böyle yukarıda olmasının nedenini sorarlar.
Adam cevap verir:
- Borular yetmedi
fıkraoku.com ekledi,
Bir zamanlar Temel ile Dursun anaokulu öğretmeniymiş ama okul uluslararası bir anaokulu ve her ülkeden öğrenciler varmış. Okula öğrenciler gelmiş Zenciler Almanlar Fransızlar Türkler vb.
Bir gün okulda yangın çıkmış. Temel aldığı çocuğu dışarı çıkarıyor bakıyor biz böyle yaparsak çocukların çoğu ölür. Dursun'a;
-Dursun sen çocukları camdan at, ben de tutayım, diyor.
Temel aşağı iniyor
Fransız atılıyor tutuyor.
Almanı atılıyor tutuyor
Türk atılıyor tutuyor
Zenci atılıyor Temel TUTMUYOR.
Dursun kızıyor;
- Uşağım niye tutmaysun la! Temel de diyor ki;
- Yanmışları atma zaman kaybetmeyelum da!
Kazım Özdemir ekledi,
Köylünün birinin samanlığında yangın çıkar. Köy ahalisi, samanlığın içinde bir adam olduğunu fark eder. Yangını el birliğiyle söndürdükten sonra, adamı ağır yaralı olarak apar topar hastaneye götürürler.
Hastanede bulunan doktor, adamı muayene etikten sonra bir de röntgen çekilmesini ister. Çekilen röntgeni incelediğinde adamın her tarafında kırıklar olduğunu görür. Doktor şaşkınlıkla adama sorar:
─ Siz hastanemize yanık tanısıyla gelmişsiniz ama vücudunuzda yanıktan çok kırık var. Bu nasıl oluyor ?
Adam cevap verir:
─ Samanlık yanarken alevler bana da sıçradı. Köy ahalisi samanlığa girdiğinde kıyafetlerim yanmaya başlamıştı. Beni kürekle söndürdüler.
Berk ekledi,