Dini bütün Temel, Ramazan günü Sultan Ahmet meydanında aç susuz sabırsızlıkla bir an önce iftar vaktinin gelmesini beklemektedir. Güneş tepede, Temel'in dilini damağını kurutmaktadır. Derken bir turist kafilesi gelir içlerinden birkaçı oradaki satıcılardan irice bir karpuz alır ve Temel'in gözü önünde şapır şupur yemeye başlarlar. Bir süre sonra bizimki yerinden kalkar usulca yanlarına yaklaşır ve kulaklarına eğilerek;
- Uyy, dininizun kiymetini pilesinuz ha!
Adamın biri bir gün teravih namazına gitmiş. Hoca teravih namazını çok hızlı kıldırıyormuş. Hoca selam verice adam aceleyle hocanın kulağına eğilmiş.
- Hocam, bir defa süphane rabbiyel ala zor diyorum, demiş. Adamın yanındaki kişi bunu işitince:
- Dostum haline şükret ben onu bile diyemiyorum, demiş.
Bir gün bir adam üzgün üzgün geziyormuş. Hoca o adamı görmüş; "Hayırdır komşu bi şey mi oldu?" demiş. Adam; "Ah! Sorma hocam başıma geleni geçen gün bi arkadaşımın istemeden günahını aldım" demiş. Hoca buna şaşırmış adama; "Ee ne güzel adamın günahını almışsın adamın günahları azalmış işte" demiş.
Adamın biri 10 kilo çay ile eve gelmiş. Hanımı;
- Niye aldın? evde vardı ya
- Ramazan geliyor.
Ertesi gün adam 1 çuval şeker ile gelince hanımı;
- Evde daha çok vardı
- Ramazan geliyor
Kadın bir gün evdeyken komşuları Ramazan diye bir adamdan söz etmişler. Kadın bütün Ramazan hazırlığı için alınan malzemeleri almış Ramazan denen kişiye vermiş ve demiş ki;
- Buyurun Ramazan Bey, biz de bunları sizin için hazırlamıştık.