Ramazan hilali görülmeyince oruç tutmanın caiz olmayacağını bilen bir tiryaki, hilali görmemek için evinin pencerelerini kapayıp perdeleri de sımsıkı örter. Geceleri mahalle kahvesine giderken de başını önüne eğermiş, nasıl olduysa bir su birikintisi içinde hilalin yansımasını görünce ürkerek şöyle demiş:
- Hey mübarek! Gözüme mi gireceksin, anladık işte Ramazan başlamış!
Abdest namaz ve benzeri ibadetlerle arası iyi olmayan adamın biri aile eş dost ve çevrenin baskıları sonucu namaza gitmeye karar vermiş. Tesadüf bu ya Ramazanda yatsıya oğluyla beraber gitmiş, namazdan sonra odun için ormana gitmeyi düşündüklerinden yanlarındaki eşeği caminin dışına bağlayıp, camiye girerken caminin imamı adamı görüp gülümsemiş. Namaz başlamış bir iki rekat vesselam derken namaz sürdükçe sürüyormuş. Hoca selam verince adam oğluna dönerek;
- Eşeği al eve git anana selam söyle iş inada bindi sahurda eve gelemezsem merak etmesin, derken, hoca yeniden namaza başlamış.
Adamın biri bir gün teravih namazına gitmiş. Hoca teravih namazını çok hızlı kıldırıyormuş. Hoca selam verice adam aceleyle hocanın kulağına eğilmiş.
- Hocam, bir defa süphane rabbiyel ala zor diyorum, demiş. Adamın yanındaki kişi bunu işitince:
- Dostum haline şükret ben onu bile diyemiyorum, demiş.
Bir gün bir adam üzgün üzgün geziyormuş. Hoca o adamı görmüş; "Hayırdır komşu bi şey mi oldu?" demiş. Adam; "Ah! Sorma hocam başıma geleni geçen gün bi arkadaşımın istemeden günahını aldım" demiş. Hoca buna şaşırmış adama; "Ee ne güzel adamın günahını almışsın adamın günahları azalmış işte" demiş.