Kayserili iki kardeş yaz sezonunda haki renginin moda dünyasını kasıp kavuracağı haberini alırlar. Bunun üzerine piyasada ne kadar haki renk kumaş varsa hepsini satın alırlar.
Sezon geldiğinde, satış yapmayı beklerlerken bir parça bile kumaş satamazlar, batmak üzeredirler, bunun üzerine bölgedeki askeriye için bir komutan üniforma diktirmek ister bunun içinde haki renk kumaş gerekir, anlaşırlar. Komutan der ki;
- Yarın size saat 12:30'a kadar telgraf çekmezsem siparişleri hazırlayın.
Saat 12:29'da kardeşlere bir telgraf gelir. Bunun üzerine diğer kardeş zarfı telaşla açar ve sevinçle haykırır;
Yahudi'nin biri, pazara, topal eşeği satmak için götürür, fakat alıcıyı kandırmak için eşeğin tırnağına çivi çakar, eşeğe bir Kayserili müşteri çıkar. Kayserili ayaktaki çiviyi görür, içinden "çiviyi çıkarırım düzelir" diye düşünür, eşeği alır.
Yahudi ertesi gün sağda solda övünür.
- Siz Kayserililer akıllıyız diye övünürsünüz, çiviyi çaktım anadan doğma sakat eşeği sattım der.
Duyanlar bunu Kayseriliye anlatırlar.
Kayserili elini dizine vurur:
- Tüh yahu, verdiğim para sahte olmasaydı bayağı kazıklanmıştım.