Erzurum'a bilgisayarın daha yeni yeni gelmeye başladığı zamanlara ait bir anıyı Erzurum Kültür Kurumu İlköğretim Okulundan Mansır Bey anlatıyor.
Bir iş yerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik servis
elemanı bilgisayarı iş yerine kurduktan sonra stok programının kullanımı ile ilgili bilgi verir ve ayrılır. Aradan bir iki saat geçer, iş yerinden telefon:
- Kardeşim sizin anlattıgınız kimi yapirem fegat program düzgün
çalışmiir. Teknik servis elemanı sorar:
- Nasıl yapıyorsunuz?
- Senin anlattıgın kimi.
- Hata ne?
- Yazdıgım bilgiler kaydetmeme ragmen saklanmiir.
- İşlem basamaklarını tek tek anlatır mısınız?. Tamam diyor
ve başlıyor anlatmaya.
- Programı açirem. Malın adı bölümüne adını, adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yazirem. Hepsini yazdıhtan sonra senin anlattıgın kimi kayıt bölümüne basirem. Ekrana bir yazı
geliir. Kaydetmek ister misiniz? E / H yazısı çıkir. Ben de diyirem Hee...
Zamanın birinde Erzurum'dan bir grup Hacca gitmek için yola çıkmışlar. Van'a gelmişler. Van'ın bir köyünde konaklamaya karar vermişler. O köyün de imamı yokmuş. Köylüler aralarında konuşmuşlar ve Erzurum’dan çıkıp hacca giden bu topluluktan birini imam yapmaya karar vermişler.
Hem Erzurumlu, hem de hacca gidiyorlarsa boş insan değillerdir diye düşünmüşler. Nitekim tekliflerini içlerinden birisi kabul etmiş. Her yıl 400 koyun verilecekmiş imama.
Adam hacca gidip masraf yapacağıma burada kalıp yalandan imamlık yapar ve her yıl 400 koyun sahibi olurum diyerek işe başlamış.
Saf bir Erzurumlu şehirler arası otobüs yolculuğu yaparken mola yerinde otobüsünü şaşırmıştı. Anonsu duyunca kalkmakta olan otobüsten içeri dalıp seslendi:
- Dadaşlar hele bir bahın ben bu otobusun yolçusu miyam?