Paşalardan biri, dostlarından bir Bektaşi ile sohbet ederlerken, namazdan konu açılır. Paşa sorar:
- Erenler, borcunuz var mı?
- Evet, bakkal Mehmet Ağaya on lira borcum var.
- Hayır öyle değil, namaz borcunu sordum, deyince Bektaşi:
- Onu Allah sorar. Sizin soracağınız ancak bakkal borcudur...
Bektaşi'ye sormuşlar.
- Dünya öküzün boynuzlarının üstünde duruyormuş, ne diyorsun bu işe?
- Valla onu bilmem ama buna inanan öküzlerin olduğunu biliyorum, demiş.
Dilencinin biri el açmış dileniyor, hem de dua ediyormuş.
Bektaşi yirmi lira vermiş;
- Duanı istemem, demiş.
Dilenci şaşkınlıkla sormuş:
- Niye duamı istemiyorsun ki?
- Yahu senin duan kabul olsaydı, kendini kurtarır da dilenmezdin!
Ramazan ayında Bektaşi'nin birini ağzında erikle görmüşler.
- Bu ne hal efendim! İftara daha çok var, demişler. Bektaşi de;
- Ben bunu ağzıma koydum ki iftara kadar yumuşasın sonra yiyeceğim, demiş.