Nasreddin Hoca'nın hanımı akşam eve aç dönen hocaya hemen yemek hazırlar, sofraya ateşten yeni indirdiği sıcak çorbayı koyar. Unutarak dolu kaşığı ağzına götüren kadının ağzı sıcak çorbadan yanınca bir anda gözlerinde ateş fışkırır ve ağlamaya baslar. Karısının ağlamasına bir anlam veremeyen hoca ne olduğunu sorunca karısı:
- Rahmetli annemi hatırladım, o da pek severdi bu çorbayı, der.
Hoca kaynanasına pek sevdiğinden rahmetliyi hayırla anarak çorbaya kasığı sallar. Hoca da sıcak çorbadan nasibini alınca onunda gözleri yaşarır. Karısı neden ağladığını sorar, Hoca da:
- Bir anda rahmetli kayınvalidemin yerinde senin olabileceğin aklıma geldi de...
Nasreddin Hoca karın ne olduğunu bilmiyormuş. Bir gün sabah kalkmış ki her taraf bembeyaz kar. Tabi karın ne olduğunu bilmiyor pamuk zannetmiş. Hemen karısının başına gitmiş:
- Karı karı kalk! Her taraf pamuk dolu. Yatağı yorganı getir de dolduralım.
Sabah olmuş Hoca:
- Karı karı kalk! Her gün çocukların çişini kaçırdığı yatağa bugünde yastık yorgan kaçırdı, demiş.
Nasrettin Hoca, bir gün cuma namazından çıktıktan sonra eşeğine binmiş, cemaatle birlikte eve doğru gidiyormuş. Eşek, bir ara hızlı hızlı yürüyerek kalabalığın önüne geçmiş. Hocanın arkası cemaate doğru gelince, hemen eşekten inip tersine binmiş. Yanındakiler sormuşlar.
-Eşeğe neden ters bindin Hocam? Hoca, kıs kıs gülerek:
- Nasrettin Hoca akşam uyurken dışarıdan sesler gelmiş, Hoca karısına seslenmiş:
- Hanım kalk dışarıdan sesler geliyor. Hanımı
- Kedidir kedi, deyip yatmış.
Nasrettin Hoca dayanamayıp dışarı çıkmış, bakmış ki iki adam kavga ediyor. Kavgayı ayırmaya kalkmış, ikisini ayıracakken arkadan biri Nasrettin Hocanın yorganını aldığı gibi kaçmış. Nasrettin hoca eve girince karısı sormuş:
- Bey ne oldu?
- Ne olacak hanım, yorgan gitti kavga bitti