Genç çocuk son model Porsche'u ile yolda ilerlerken kırmızı ışıkta durur. Tam o sırada arkadan gelen bir kamyon büyük gürültü ile arabaya çarpar. İkisi de inerler bakarlar ki arabanın arkası haşat. Kamyonun şoförü, gencin ayaklarına kapanır:
"Abicim sen beni affet. Ben 30 yıl çalışsam bunu ödeyemem. Sen şu kardeşini affet" der.
Çocuk bakar ki adamın hakikaten hali vakti pek yerinde değil. Adamı affeder ve arabasına binip yoluna devam eder. Çocuk iki, üç ışık sonra tekrar durur. Derken yine büyük bir gürültüyle arabasına arkadan çarparlar. Çocuk arabadan iner bir de bakar ki yine aynı kamyon şoförü arabasına vurmuştur. Ancak bu sefer şoför kamyondan dışarı çıkmadan sadece kafasını pencereden uzatır ve:
Yaşlıca bir kadın varmış, sürekli aynı minibüse binermiş. Bir gün minibüse bindiğinde şoförün arkasındaki koltuğa oturmuş. Omzuna dokunulunca şoför hafifçe başını çevirmiş, bir bakmış ki elinde bir avuç badem, yaşlı bir kadın durmakta. Teşekkür ederek almış bademleri ve yemiş. Bir süre sonra yaşlı kadın tekrar şoförün omzuna dokunup bir avuç daha badem vermiş ve bu ikramı tekrarlayınca merakla sormuş şoför;
- Zahmet ediyorsunuz efendim, hepsini bana yedireceksiniz, biraz da kendiniz yesenize...
- Çiğneyemiyorum evladım, dişlerim yok...
- Niye satın alıyorsunuz o zaman?..
- Evladım ben sadece üzerindeki çikolatayı emmesini seviyorum!..
Bir gün yoğun saatlerde minibüs bekleyen Temel, minibüsü görünce heyecanla durması için işaret etmiş, minibüs şoförü ellerini havaya kaldırarak ve tüm parmaklarını oynatarak "çok kalabalık" demeye çalışmış. Temel de baş parmağını, işaret ve orta parmağının arsına sokmuş şoföre doğru kolunu uzatmış. Şoför görünce çok kızmış ve aşağı inmiş, öfkeyle Temel'e;
- Sen ne kadar terbiyesiz adamsın!
- Asıl sen ne kadar terbiyesizsin, bana böle böle yaptın.
- Ben sana minibüs kalabalık, dedim diye yanıt vermiş. Bunun üzerine Temel de;
- E ben de beni araya sıkıştırırsın diyorum işte...