Bir adam polisliğe aday olmuş. Adama demişler ki;
- Karını getirdik, karını seviyor musun? Adam;
-Seviyorum, demiş.
- Devletini seviyor musun? demişler. Adam;
- Seviyorum, demiş. Denemek için adama;
- Devletin için git içeri, karını silahla vur, demişler.
Adam 5 dakika sonra içerden çıkmış kan ter içinde;
- Ben yapamam, demiş.
Bir adam daha gelmiş, o da aynı cevap. Sonra Temel gelmiş, Temel odaya girmiş, silah sesleri gelmiş, ardından cam kırılma sesi, sonra Temel çıkmış odadan Temel'e
- Ne oldu? demişler. Temel demiş ki;
Verdiğiniz silah kuru sıkı çıktı ben de camı kırıp karıyı aşağıya attım...
Temel araba sürerken kırmızı ışıkta geçmiş. Tabii bunu gören polis Temel'i durdurmuş. Polis:
– Ehliyet ve ruhsat beyefendi!
Temel:
– Verdunuzda mi isteysunuz...
Temel, kahveden çıkınca kapının önünde bir saatlik bir gecikme için park cezası yazan trafik polisiyle burun buruna gelmiş;
- Yazma şu cezayı memur bey!
Polis onu hiç umursamadan cezayı yazmaya devam edince;
- İşgüzarsın!
Polis Temel'e şöyle bir bakıp;
- Aşınmış lastikler.
Bunun için ikinci bir ceza makbuzunu yazmaya başlamış.
Temel, ne kadar ceza yazarsa yazsın, ona vız geleceğini söyleyince polis ilk iki ceza makbuzunu arabanın sileceği altına sıkıştırıp üçüncü makbuza başlamış.
Bu sürtüşme 20 dakika kadar sürmüş, polis ceza üzerine ceza yazmış.
Temel hiç oralı olmamış.
Yürümüş, karşı kaldırımda park ettiği arabasına binip, sürmüş gitmiş.