Bir Alman vampir, bir İngiliz vampir ve Temel vampir birlikte uçakla uçuyormuş. İngiliz atlamış, geri geldiğinde ağzı ve yüzü kan içindeymiş. Diğerleri ne olduğunu sormuşlar. İngiliz şöyle demiş:
- Şu direği görüyor musunuz? Onun altında bir adam oturuyor. İşte ben onun kanını içtim.
Sonra Alman vampir atlamış ve geri gelmiş, eli yüzü kan içinde. Diğerleri neden kan içinde olduğunu sormuşlar. Alman şöyle yanıtlamış:
- Şu direği görüyor musunuz? Onun altında oturan adamın yanında bir koyun var. İşte ben onun kanını içtim.
Sıra Temel'e gelmiş, o da ağzı yüzü kan içinde gidiyormuş. Diğerleri merakla nedenini sormuşlar. Temel şu şekilde açıklamış:
- Şu direği görüyorsunuz, değil mi?
- Evet, görüyoruz.
- İşte ben onu görmedim.
Musabbera ekledi,
Fakir çobanın koyun sürüsüne hastalık girmiş. Ne yapsa çare olmuyor; koyunlar kuzular telef oluyor, son çare nefesi kuvvetli bir hocaya koşmuş. Hoca efendi;
- Her koyun öldükten sonra iki rekât namaz kıl! demiş.
Çoban namaza başlamış ama nafile, koyunlar, kuzular teker teker gidiyor. Elde son bir kuzu kalınca, çoban namaz kılmayı bırakmış, kara kara düşünüyor, kuzu da oynaşırken yoğurt bakracını devirmesin mi.
- Bana bak! Şimdi iki rekât da sana kılar, gönderirim ha! Otur oturduğun yerde!
fıkraoku.com ekledi,
Köylünün birinin çok sevdiği bir koyunu varmış. Bu koyun hiç gebe kalamıyormuş. Köylü, komşu köyde birinin koçu olduğunu ve hangi koyunla çiftleşirse gebe bıraktığını duymuş. Bunun üzerine koyununu el arabasına koymuş, çıkmışlar yola, köye vardıklarında selam verip adamın yanına yaklaşmış.
- Yahu gardaş senin koçun methini duydum koştum geldim, hele bizim koyuna da bir çare.
- Aman gardaş lafımı olur, amma 30 liranı alırım.
- Tamam.
Neyse çiftleşme gerçekleşiyor ve köylü koyunu tekrar el arabasına koyup giderken koçun sahibine soruyor:
- Hamile kalıp kalmadığını nereden anlayacağız?
- Yarım sabah ahıra girince bak, koyun eğer yatıyorsa hamiledir, yok ayaktaysa hamile değildir.
Neyse sabah oluyor köylü bir heyecanla ahıra koşuyor, bakıyor ki
koyun ayakta. Ulan diyor yine tutmadı.
Karısı demiş ki "bi daha götür".
Köylünün ki de bir umut koyunu tekrar el arabasına bindirip gitmiş. Bu sefer 40 lira alıyor koç sahibi.
Ertesi sabah köylü koşa koşa ahıra gidiyor ki bir de ne görsün koyun yine ayakta.
Köylü iyice sinirleniyor, neredeyse koyunu kesecek.
Karısı eşini sakinleştirip koyunu tekrar götürmesi için eşini ikna ediyor.
Köylü koyunu götürüyor ama koç sahibi adam bu sefer 50 lira alıyor. Köylü daha da sinirleniyor, söylene söylene eve geliyor.
Koyunu ahıra atıp gidiyor.
Sabah ise yatağına uzanmış umutsuz ve sinirli bir şekilde karısına:
- Hele git bak şu koyuna, oturuyor mu ayakta mı.
Kadın gidip bakıp geliyor ve diyor ki:
-Bey, koyun ne oturmuş ne de ayakta bey, arabaya binmiş seni bekliyor
fıkraoku.com ekledi,