Kayserili, trende yolculuk etmektedir. Karşısında oturan kişiyle tanışır. Dereden tepeden konuşurlarken:
- Gel, seninle birbirimize bilmece soralım, der.
- Önce ben sorayım, bilirsen ben sana 250 lira veririm. Bilemezsen 500 liranı alırım. Sonra sen bana sorarsın, bilirsem 500 liranı alırım, bilemezsem 250 lira veririm, diye ekler.
- Tamam, der diğeri:
- Sor bakalım.
- Üç ayaklı hayvan nerede yaşar? Öteki yolcu düşünür, bilemez:
- Al şu 500 lirayı. Şimdi ben de sana aynı soruyu soruyorum: Üç ayaklı hayvan nerde yaşar?
Kayserili, hiç düşünmeden, aldığı 500 liranın 250 lirasını geri verir:
- Al şu 250 lirayı. Ben de bilmiyorum.
Yahudi'nin biri, pazara, topal eşeği satmak için götürür, fakat alıcıyı kandırmak için eşeğin tırnağına çivi çakar, eşeğe bir Kayserili müşteri çıkar. Kayserili ayaktaki çiviyi görür, içinden "çiviyi çıkarırım düzelir" diye düşünür, eşeği alır.
Yahudi ertesi gün sağda solda övünür.
- Siz Kayserililer akıllıyız diye övünürsünüz, çiviyi çaktım anadan doğma sakat eşeği sattım der.
Duyanlar bunu Kayseriliye anlatırlar.
Kayserili elini dizine vurur:
- Tüh yahu, verdiğim para sahte olmasaydı bayağı kazıklanmıştım.