Adamın biri Kayseri meydanında ayakkabı boyatıyormuş. Ayakkabısını boyayan çocukla dalga geçmek istemiş.
- Kayserililer eşşeği boyayıp satarlarmış öyle mi? demiş.
Çocukta "Öyle" demiş yarı hiddetli adam daha alaycı bir şekilde "nasıl yapıyorsunuz?" deyince boyacı çocuk elindeki fırçayı daha hızlı ayakkabıya sürterek demiş ki;
- İşte böyle efendim
fıkraoku.com ekledi,
Temel ve Dursun bir yaz İstanbul'da gezerken acıkırlar. Canları balık yemek ister. Olta takımlarını alıp Haliç köprüsüne giderler.
Temel oltayı atar, beklemeye başlar, bir şey takıldığını hissedince heyecanla oltayı çeker, gömlek çıkar.
Dursun oltayı atar, bir tek ayakkabı çıkar, bir daha atarlar bu defa da terlik çıkar. Temel Dursun'a döner ve der ki:
– Ula Dursun, hemen buradan cidelum, galiba aşağıda birileri oturiyi
fıkraoku.com ekledi,
Bir gün Temel bir ayakkabıcıya gider ve istediği ayakkabıyı alır. Parasını verir, tam giderken ayakkabıcı Temel'e derki:
- Ayakkabı yeni olduğu için ilk hafta sıkabilir, der. Temel de der ki;
- Ben de bir hafta giymem
Temel ekledi,