Temel ve Dursun bir yaz İstanbul'da gezerken acıkırlar. Canları balık yemek ister. Olta takımlarını alıp Haliç köprüsüne giderler.
Temel oltayı atar, beklemeye başlar, bir şey takıldığını hissedince heyecanla oltayı çeker, gömlek çıkar.
Dursun oltayı atar, bir tek ayakkabı çıkar, bir daha atarlar bu defa da terlik çıkar. Temel Dursun'a döner ve der ki:
– Ula Dursun, hemen buradan cidelum, galiba aşağıda birileri oturiyi
Nasreddin Hoca göle maya çalarken Temel bunu görmüş.
- Hayırdır hocam ne yapıyorsun? Demiş. Hoca:
- Göle maya çalıyorum. Temel:
- Yaa hocam ne yapacaksın o kadar yoğurdu...
Temel ile Fadime birbirine küsmüş ve konuşmazlar. Temel'e sorarlar;
- Temel, Fadime'yle konuşmuyormuşsunuz, peki nasıl anlaşıyorsunuz?
Temel:
- Benum ihtiyacum oldimi islik calayirum, der. Pekiii derler, onun
ihtiyacı olduğunda ne yaparsınız?
Temel:
- O zaman da Fadime yanuma gelerek islik mi caldun der