Mecliste odalardan birisinin kapısı bozulmuş. Kapının tamir olması için marangoz çağırmak gerek. Gelenek olarak iki marangoz çağırmışlar ihaleyi açıyorlar. Konu ile ilgilenen milletvekili gelen birinci marangoza sormuş:
- Bu kapıyı kaça yaparsın?
- 500 liraya yaparım. Milletvekili ikinci marangoza dönmüş:
- Sen kaça yaparsın?
- 2500 liraya yaparım, demiş ikinci marangoz.
Vekil şaşırmış.
- Nasıl yani! Bu nasıl 500 liraya yapıyor da sen 2500 lira diyorsun?
- Sayın vekilim, 1000 lira ben alacağım, 1000 lira siz alacaksınız. 500 lira da buna vereceğiz, kapıyı yaptıracağız.
İşi tabii ki ikinci marangoz almış.
Ülkenin başkanı talimat vermiş:
- Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.
Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.
Başkan küplere binmiş ve yetkiliyi çağırıp sormuş;
- Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?
- Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;
- Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim...
Bakan olan görgüsüz birisi şoförüne sorar.
- Söyle bakalım eşekle şoför arasında ne fark vardır?
Şoför bir süre düşündükten sonra mahcup bir şekilde;
- Bilemedim sayın bakanım, demiş. Bakan cevap olarak;
- Eşeğe çüş deyince, şoföre ise dur deyince durur, demiş.
Bunun üzerine şoför çok sinirlenmiş ama karşısındaki bakan olduğu için bir şey söyleyememiş. Belirli bir süre sonra bu defa şoför bakana;
- Bir soru sorabilir miyim bakanım? der. Bakan da;
- Sor bakalım, der. Şoför sorar;
- Eşekle bakan arasında ne fark vardır?
Bakan bir süre sonra;
- Bulamadım şoför efendi, sen söyle bakalım, der. Bunun üzerine şoför de;
- Vallahi bakanım ben de bulamadım...