Bektaşi, camide namazdan sonra dua etmiş:
- Ey ulu Tanrım, bana bir rakı parası ver!
Yanında namazını bitiren softa da, ellerini kaldırmış:
- Rabbim, bana iman ver!
İki duayı da işiten hoca, Bektaşi'ye:
- Bak, herkes ne istiyor Tanrı'dan, sen rakı parası. Utanmıyor musun?, demiş.
Bektaşi usulca şöyle demiş:
- Ne yapalım hoca efendi, herkes kendisinde olmayanı ister...
Bektaşi'ye sormuşlar.
- Dünya öküzün boynuzlarının üstünde duruyormuş, ne diyorsun bu işe?
- Valla onu bilmem ama buna inanan öküzlerin olduğunu biliyorum, demiş.
Dilencinin biri el açmış dileniyor, hem de dua ediyormuş.
Bektaşi yirmi lira vermiş;
- Duanı istemem, demiş.
Dilenci şaşkınlıkla sormuş:
- Niye duamı istemiyorsun ki?
- Yahu senin duan kabul olsaydı, kendini kurtarır da dilenmezdin!
Ramazan ayında Bektaşi'nin birini ağzında erikle görmüşler.
- Bu ne hal efendim! İftara daha çok var, demişler. Bektaşi de;
- Ben bunu ağzıma koydum ki iftara kadar yumuşasın sonra yiyeceğim, demiş.