Adamın biri eşiyle arasında uzun süredir bir ilişki problemi olduğunu fark eder, ne yaparsa yapsın karısının ilgisini de bir türlü çekemez. Sonunda çare karısını bir psikoloğa götürmeye karar verir. Psikolog genç ve güzel kadının problemini çözmek için:
- Anlatın bakalım gününüz nasıl geçiyor?
Genç kadın başlar anlatmaya:
- Sabahları işe geç kalmamak için aceleyle taksiye biniyorum ancak yanımda para bulunmadığında şoför "Bayan ya parayı ödersiniz ya da..." diyor. Mecbur kaldığım için "ya da"yı seçiyorum. Durum böyle olunca işe geç kalıyorum tabii. İş yerine vardığımda; patronumı kapıda, kaşları çatık beni beklerken buluyorum. Patron "Böyle işe geç gelmeye devam edersen seni işten atarım ya da..." Yine "ya da"yı tercih etmek zorunda kalıyorum. Akşam eve yorgun argın geldiğimde ev sahibimizi kapının önünde buluyorum, geciken kiraya karşılık "ya kirayı hemen ödersiniz ya da..." diyor. Eeee.. Haliyle "ya da"yı tercih ediyorum. Kocam eve geldiğinde ise bende o işi yapacak hal mi kalır doktor bey! Kalmıyor işte... Tahmin edersiniz yani!
Psikolog kadına şöyle bir baktı:
— Hanımefendi bu anlattıklarınızı kocanıza anlatabilirim ya da!
Yeni evli bir çift kol kola yürüyormuş.
Bu sırada bir horoz tavuğu kovalamış ve ibiğinden gagasıyla yakalayıp tavuğun üstüne atlamış. Horozun bu eylemine yeni evli çiftle birlikte beş altı yaşlarında bir çocuk da tanık olmuş.
Aynı olaya tanık olmanın verdiği bir yakınlaşma ile birbirlerine gülümsemişler. Erkek, küçük çocuğa sormuş:
- Yoksa bu horoz sizin mi?
- Evet abi.
-Peki, bu olay sık sık olur mu?
- Saymadım abi, ama günde sekiz-on kez oluyor galiba, diye cevap verince karısı kocasını dirseği ile dürterek:
- Hıh! Bir horoz kadar olamıyorsun, demiş.
Bunun üzerine kocası bozuntuya vermemeye çalışarak yeniden bir soru yöneltmiş:
- Peki, küçük, bu olayı horoz hep aynı tavukla mı, yoksa değişik tavuklarla mı gerçekleştiriyor?
- Aynı tavukla olur mu abi, elbette her seferinde başka bir tavuğa biniyor, diye cevap verince bu kez de kocası dirseği ile karısını dürterek:
- Hıh! Şimdi aldın mı ağzının payını, demiş
Adam birisi geç saatte zil zurna sarhoş eve gelmiş. Karısı uyuyormuş. Tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra karısının yanına gelmiş ve kadını
uyandırmış.
– Karıcığım
– Ne var?
– Sen ne mükemmel bir kadınsın be, bir tanesin.
– Ne oldu gene?
– Ne olacak tuvaletimize o otomatik lambayı ne zaman taktırdın?
Harika olmuş.
– Ne diyorsun sen ne lambası?
– Valla ne bileyim hayatım, tuvaletin kapısını açınca ışık yanıyor kapatınca sönüyor.
Bunu duyan kadın öfkeyle yerinden fırlamış:
– Allah belanı versin, pis sarhoş yine mi buzdolabına işedin!
Bir bayanın yatak odasındaki gardırop bozuktur. Evin yanında bulunan istasyondan tren geçince kapağı açılmaktadır. Bunun için bir gün bir marangoz çağırır. Marangozu yatak odasına götürür ve dolabı gösterir. O anda bir tren geçer ve gardırobun kapağı kendiliğinden açılır. Marangoz menteşelere, kilide bakar. Hanımefendi buradan gardırobunuzun nesi olduğunu anlayamadım. Şimdi ben içine gireyim ve siz kapağı kapatın, böylece ben içeriden bakarım belki böyle anlarım der. Marangoz içeri girer, kadın kapağı kapatır. O anda kapı çalar. Kadın kapıyı açar. Kadının kocası gelmiştir. Kocası doğru odasına gider ve üstünü çıkarıp asmak için gardırobunu açar. Bir bakar ki gardıropta bir adam. Kızarak adama bağırır.
- Ne işin var senin burada? Der. Marangoz korkmuş bir vaziyette cevap verir.
- Şey beyefendi ne desem ki, şimdi size burada tren bekliyorum desem inanır mısınız?