Bir gün Nasreddin Hocanın canı sıcak bir tarhana çorbası çeker. Mutfağa gidip tencerelerin kapaklarını tek tek açıp bakar, hiçbirinde tarhana çorbası yoktur.
Nasreddin Hoca da dumanı üstünde tüten, kokusu etrafa yayılan, lezzetli bir tarhana çorbası hayal etmeye başlar. Çorbanın kendisi olmasa da kurduğu hayalden keyif alır Hoca.
Hoca efendi tam tarhana çorbasının hayaliyle kendini avuturken birdenbire evinin kapısı çalınır. Kapıyı açtığında komşusunun oğlunu görür karşısında.
Komşusunun oğlu, Nasreddin Hocaya titrek bir sesle:
─ Hocam, annem çok hasta, evde yatıyor.
─ O yüzden hiç yemek yapamadı.
─ Varsa bir tas çorba verebilir misin bize?
Deyince Nasreddin Hoca komşusunun oğluna üzgün bir şekilde cevap verir:
─ Ah oğlum, keşke olsa da iki tas çorba verseydim, ama evde hiç çorba yok.
Hoca, komşunun oğlunu uğurlayıp evin kapısını kapatır. Sonra da kendi kendine söylenmeye başlar:
─ Pes doğrusu! Şu bizim komşular da amma yaptılar şimdi, hayalimdeki çorbanın bile kokusunu alıyorlar, hayalimdeki çorbayı bile istiyorlar.
Nasreddin Hoca karın ne olduğunu bilmiyormuş. Bir gün sabah kalkmış ki her taraf bembeyaz kar. Tabi karın ne olduğunu bilmiyor pamuk zannetmiş. Hemen karısının başına gitmiş:
- Karı karı kalk! Her taraf pamuk dolu. Yatağı yorganı getir de dolduralım.
Sabah olmuş Hoca:
- Karı karı kalk! Her gün çocukların çişini kaçırdığı yatağa bugünde yastık yorgan kaçırdı, demiş.
Nasrettin Hoca, bir gün cuma namazından çıktıktan sonra eşeğine binmiş, cemaatle birlikte eve doğru gidiyormuş. Eşek, bir ara hızlı hızlı yürüyerek kalabalığın önüne geçmiş. Hocanın arkası cemaate doğru gelince, hemen eşekten inip tersine binmiş. Yanındakiler sormuşlar.
-Eşeğe neden ters bindin Hocam? Hoca, kıs kıs gülerek:
- Nasrettin Hoca akşam uyurken dışarıdan sesler gelmiş, Hoca karısına seslenmiş:
- Hanım kalk dışarıdan sesler geliyor. Hanımı
- Kedidir kedi, deyip yatmış.
Nasrettin Hoca dayanamayıp dışarı çıkmış, bakmış ki iki adam kavga ediyor. Kavgayı ayırmaya kalkmış, ikisini ayıracakken arkadan biri Nasrettin Hocanın yorganını aldığı gibi kaçmış. Nasrettin hoca eve girince karısı sormuş:
- Bey ne oldu?
- Ne olacak hanım, yorgan gitti kavga bitti