Bektaşinin birini Ramazanda içki içtiği için yaka paça kadıya götürürler. Çakırkeyif Bektaşiyi görür görmez kadı:
- Behey kafir! Bu yaşta hala içiyorsun bu zıkkımı. Utanmıyor musun? Bilmiyor musun haram olduğunu?" Diye çıkışınca, Bektaşi;
- Sırtınızdaki ipek kaftan da haramdır, diye karşılık verir. Kadı:
- Bunun içine pamuk katarlar, deyince, Bektaşi:
- Dünyada doğru adam mı kaldı, şaraba da yarı yarıya su katıyorlar...
Bektaşi'ye sormuşlar.
- Dünya öküzün boynuzlarının üstünde duruyormuş, ne diyorsun bu işe?
- Valla onu bilmem ama buna inanan öküzlerin olduğunu biliyorum, demiş.
Dilencinin biri el açmış dileniyor, hem de dua ediyormuş.
Bektaşi yirmi lira vermiş;
- Duanı istemem, demiş.
Dilenci şaşkınlıkla sormuş:
- Niye duamı istemiyorsun ki?
- Yahu senin duan kabul olsaydı, kendini kurtarır da dilenmezdin!
Ramazan ayında Bektaşi'nin birini ağzında erikle görmüşler.
- Bu ne hal efendim! İftara daha çok var, demişler. Bektaşi de;
- Ben bunu ağzıma koydum ki iftara kadar yumuşasın sonra yiyeceğim, demiş.