Trenle İstanbul'dan Kayseri'ye yolculuk eden Kayserili tanıştığı arkadaşıyla biraz sohbetten sonra çantasından çıkardığı pastırmalı yiyeceklerden arkadaşında ikram eder. Arkadaşı,
- Sağ olun benim basurum var ben yemeyeyim deyince,
Kayserili gayet ılımlı bir tavırla:
- Olsun onu da biraz sonra yeriz, demiş.
Yahudi'nin biri, pazara, topal eşeği satmak için götürür, fakat alıcıyı kandırmak için eşeğin tırnağına çivi çakar, eşeğe bir Kayserili müşteri çıkar. Kayserili ayaktaki çiviyi görür, içinden "çiviyi çıkarırım düzelir" diye düşünür, eşeği alır.
Yahudi ertesi gün sağda solda övünür.
- Siz Kayserililer akıllıyız diye övünürsünüz, çiviyi çaktım anadan doğma sakat eşeği sattım der.
Duyanlar bunu Kayseriliye anlatırlar.
Kayserili elini dizine vurur:
- Tüh yahu, verdiğim para sahte olmasaydı bayağı kazıklanmıştım.