Tecavüz davasıyla bir çapkın mahkemeye getirdiler. Yargıç olan Bektaşi sordu:
- Bu suçu ne diye işledin?
Delikanlı:
- Şeytana uydum. Bana yol gösterdi, bu isi yaptırdı, deyince Bektaşi gürlemiş:
- Be hey çapkın! Hz. Adem'e bile secde etmemek için cennetten kovulmayı göze alan şeytanın işi gücü yok da sana pezevenklik mi yapacak.
Bektaşi'ye sormuşlar.
- Dünya öküzün boynuzlarının üstünde duruyormuş, ne diyorsun bu işe?
- Valla onu bilmem ama buna inanan öküzlerin olduğunu biliyorum, demiş.
Dilencinin biri el açmış dileniyor, hem de dua ediyormuş.
Bektaşi yirmi lira vermiş;
- Duanı istemem, demiş.
Dilenci şaşkınlıkla sormuş:
- Niye duamı istemiyorsun ki?
- Yahu senin duan kabul olsaydı, kendini kurtarır da dilenmezdin!
Ramazan ayında Bektaşi'nin birini ağzında erikle görmüşler.
- Bu ne hal efendim! İftara daha çok var, demişler. Bektaşi de;
- Ben bunu ağzıma koydum ki iftara kadar yumuşasın sonra yiyeceğim, demiş.