Kör bir adam yanlışlıkla bayanlar barına girer. Bara doğru ilerler ve bir içecek ısmarlar. Biraz oturup, içeceğini yudumladıktan sonra barmene seslenir:
- Hey, bir sarışın fıkrası duymak ister misin?
Bar birden bomba düşmüş gibi sessizleşir. Kör adamın yanında oturan kadın, tok bir sesle konuşur:
- Hey bayım, bu fıkrayı anlatmadan önce bilmeniz gereken beş şey var. Birincisi, barmen sarışın bir kız. İkincisi kapı görevlisi sarışın bir kadın. Üçüncüsü, ben 1.90 boyunda karatede siyah kuşaklı bir sarışınım. Dördüncüsü, sağınızda oturan kadın profesyonel bir halterci ve sarışın. Beşincisi, benim yanımda oturan kadın profesyonel güreşçi ve sarışın. Yine de bu fıkrayı anlatmak istiyor musunuz?
Kör adam bir kaç saniye düşünür, sonra başını sallar:
- Hayır, hiç sanmıyorum. Beş defa anlatamam.
Adamın biri lüks bir erkek kuaförüne gitmiş. Bir taraftan saçları kesilirken diğer taraftan da sarışın güzel bir bayan tarafından manikürü yapılıyormuş. Tabi sarışın güzel, adamın hemen dikkatini çekmiş ve bayana;
- Bu gece benimle yemeğe çıkar mısın? Demiş. Sarışın bayan, adama bakarak;
- Üzgünüm beyefendi ama ben evliyim, demiş. Adam sırıtarak;
- Boş versene güzelim kim takar kocanı, telefon et bu gece işim çıktı gelemeyeceğim dersin olur biter, demiş. Bu sefer sarışın sırıtarak;
- İstersen sen söyle, şu anda seni tıraş ediyor.
Sarışın kucağında bebekle eczaneye girmiş. Eczacıya bebeği tartmak istediğini söylemiş.
Eczacı:
– Bebek tartımız şu an bozuk. Onun için anneler bebeklerini kucaklarına alıp büyük tartısına çıkıyorlar. Sonra ben bebeği kucağıma alıp anneyi bir daha tartıyorum. Aradaki farktan da bebeğin ağırlığını bulmuş oluyoruz.
Sarışın Hay aksi şeytan deyip kapıya doğru yürüyünce eczacı merak edip sormuş:
– Ne oldu hanımefendi? Sarışın;
– Ben bu bebeğin annesi değilim ki, teyzesiyim. Gidip bebeğin annesini çağırayım bari...