Temel bir gün oğluna el parmaklarının isimlerini öğretiyormuş.
- Bak uşağum bu baş, bu işaret, bu orta, bu yüzük ve buda serçe parmak. Anladınmı?
Oğlu kafasını sallayarak "hayır" demiş. Temel bir kez daha anlatmış ve tekrar sormuş;
- Anladın mı uşağum?
Çocuk tekrar "hayır" demiş. Bir daha, bir daha derken en sonunda çocuk "anladım" deyince, Temel elini sallayarak;
- Bak bakalım bir de karıştırarak sorayım, demiş...
Nasreddin Hoca göle maya çalarken Temel bunu görmüş.
- Hayırdır hocam ne yapıyorsun? Demiş. Hoca:
- Göle maya çalıyorum. Temel:
- Yaa hocam ne yapacaksın o kadar yoğurdu...
Temel ile Fadime birbirine küsmüş ve konuşmazlar. Temel'e sorarlar;
- Temel, Fadime'yle konuşmuyormuşsunuz, peki nasıl anlaşıyorsunuz?
Temel:
- Benum ihtiyacum oldimi islik calayirum, der. Pekiii derler, onun
ihtiyacı olduğunda ne yaparsınız?
Temel:
- O zaman da Fadime yanuma gelerek islik mi caldun der