Bir gün bir fakir bir adam elinde sadece kuru bir ekmekle yürürken bir lokanta görmüş çook güzel yemekler pişiyormuş. Adam dayanamayıp ekmeğini yemeğin buharına tutup tutup yiyormuş bunu aşçı görmüş demiş ki;
- Burada ne yapıyorsun?
-Yemekler çok güzel ben de ekmeğimi buharına tutuyordum.
- O zaman parasını ver!
- Ben bir şey yapmadım ki sadece ekmeğimi buharına tutup yedim.
- O zaman kadıya (Nasrettin Hoca) gideceğiz, demiş.
Adamla aşçı gitmişler Nasrettin Hocaya. Aşçı olayı anlatmış, Nasrettin Hoca aşçıya "yaklaş" demiş aşçı hemen yanına gitmiş. Nasrettin Hoca içi para dolu kese çıkarmış, aşçıya "kulağını yaklaştır" demiş. Aşçı yaklaştırmış Hoca keseyi biraz sallamış aşçı sormuş;
- Hocam siz bana parayı vermediniz, demiş. Hoca da;
- Eeee o senin yemeğinin buharını almış sen de paranın sesini aldın olay kapandı, demiş.
Nasreddin Hoca karın ne olduğunu bilmiyormuş. Bir gün sabah kalkmış ki her taraf bembeyaz kar. Tabi karın ne olduğunu bilmiyor pamuk zannetmiş. Hemen karısının başına gitmiş:
- Karı karı kalk! Her taraf pamuk dolu. Yatağı yorganı getir de dolduralım.
Sabah olmuş Hoca:
- Karı karı kalk! Her gün çocukların çişini kaçırdığı yatağa bugünde yastık yorgan kaçırdı, demiş.
Nasrettin Hoca, bir gün cuma namazından çıktıktan sonra eşeğine binmiş, cemaatle birlikte eve doğru gidiyormuş. Eşek, bir ara hızlı hızlı yürüyerek kalabalığın önüne geçmiş. Hocanın arkası cemaate doğru gelince, hemen eşekten inip tersine binmiş. Yanındakiler sormuşlar.
-Eşeğe neden ters bindin Hocam? Hoca, kıs kıs gülerek:
- Nasrettin Hoca akşam uyurken dışarıdan sesler gelmiş, Hoca karısına seslenmiş:
- Hanım kalk dışarıdan sesler geliyor. Hanımı
- Kedidir kedi, deyip yatmış.
Nasrettin Hoca dayanamayıp dışarı çıkmış, bakmış ki iki adam kavga ediyor. Kavgayı ayırmaya kalkmış, ikisini ayıracakken arkadan biri Nasrettin Hocanın yorganını aldığı gibi kaçmış. Nasrettin hoca eve girince karısı sormuş:
- Bey ne oldu?
- Ne olacak hanım, yorgan gitti kavga bitti