Nasrettin Hoca, gölde bir sürü yaban ördeğinin yüzdüğünü görünce:
- Şunlardan birkaç tane yakalayayım. Evde güzelce pişirip yerim, demiş kendi kendine.
Usulca ördeklere doğru yaklaşmaya başlamış. Ama, Hocanın yaklaşmakta olduğunu gören ördekler uçup gitmişler. Hocanın iştahı ağzında kalmış. Hemen gölün kıyısına gelip cebindeki kuru ekmeği çıkarmış. Küçük küçük parçalar halinde kırarak suya banmaya başlamış. Bir taraftan uçan ördeklerin peşine bakıyor, bir taraftan da kuru ekmeği ıslatıp ıslatıp yiyormuş. Hocayı gören biri:
- Hayrola Hocam, böyle ne yapıyorsun? diye sormuş. Hoca, biraz da üzüntülü bir edayla:
- Ekmeğim biraz kuru da, ıslatmak için ördek suyuna banıyorum, demiş.
Nasreddin Hoca karın ne olduğunu bilmiyormuş. Bir gün sabah kalkmış ki her taraf bembeyaz kar. Tabi karın ne olduğunu bilmiyor pamuk zannetmiş. Hemen karısının başına gitmiş:
- Karı karı kalk! Her taraf pamuk dolu. Yatağı yorganı getir de dolduralım.
Sabah olmuş Hoca:
- Karı karı kalk! Her gün çocukların çişini kaçırdığı yatağa bugünde yastık yorgan kaçırdı, demiş.
Nasrettin Hoca, bir gün cuma namazından çıktıktan sonra eşeğine binmiş, cemaatle birlikte eve doğru gidiyormuş. Eşek, bir ara hızlı hızlı yürüyerek kalabalığın önüne geçmiş. Hocanın arkası cemaate doğru gelince, hemen eşekten inip tersine binmiş. Yanındakiler sormuşlar.
-Eşeğe neden ters bindin Hocam? Hoca, kıs kıs gülerek:
- Nasrettin Hoca akşam uyurken dışarıdan sesler gelmiş, Hoca karısına seslenmiş:
- Hanım kalk dışarıdan sesler geliyor. Hanımı
- Kedidir kedi, deyip yatmış.
Nasrettin Hoca dayanamayıp dışarı çıkmış, bakmış ki iki adam kavga ediyor. Kavgayı ayırmaya kalkmış, ikisini ayıracakken arkadan biri Nasrettin Hocanın yorganını aldığı gibi kaçmış. Nasrettin hoca eve girince karısı sormuş:
- Bey ne oldu?
- Ne olacak hanım, yorgan gitti kavga bitti