Nasreddin Hoca fakirlikten Kurban Bayramı'nda kurban kesemeyecekmiş.
Bayram namazından dönerken şansına sokakta bir keçi görmüş, hemen yakalamış kurban edip güzel bir ziyafet çekip yemiş.
Bu durumu öğrenen komsusu Nasreddin Hoca'ya demiş:
- Hocam kıyamet günü keçi için sorguya çekileceksiniz, o zaman ne diyeceksiniz?
Hoca :
- İnkâr ederim, demiş.
- İnkâr edemezsiniz, kıyamet günü keçi dirilip tanıklık edecek.
- Öyleyse daha iyi, demiş Hoca. Kıyamet günü keçi dirilip gelse hemen yakalayıp sahibine geri verip bu dertten de kurtulurum.
Nasreddin Hoca karın ne olduğunu bilmiyormuş. Bir gün sabah kalkmış ki her taraf bembeyaz kar. Tabi karın ne olduğunu bilmiyor pamuk zannetmiş. Hemen karısının başına gitmiş:
- Karı karı kalk! Her taraf pamuk dolu. Yatağı yorganı getir de dolduralım.
Sabah olmuş Hoca:
- Karı karı kalk! Her gün çocukların çişini kaçırdığı yatağa bugünde yastık yorgan kaçırdı, demiş.
Nasrettin Hoca, bir gün cuma namazından çıktıktan sonra eşeğine binmiş, cemaatle birlikte eve doğru gidiyormuş. Eşek, bir ara hızlı hızlı yürüyerek kalabalığın önüne geçmiş. Hocanın arkası cemaate doğru gelince, hemen eşekten inip tersine binmiş. Yanındakiler sormuşlar.
-Eşeğe neden ters bindin Hocam? Hoca, kıs kıs gülerek:
- Nasrettin Hoca akşam uyurken dışarıdan sesler gelmiş, Hoca karısına seslenmiş:
- Hanım kalk dışarıdan sesler geliyor. Hanımı
- Kedidir kedi, deyip yatmış.
Nasrettin Hoca dayanamayıp dışarı çıkmış, bakmış ki iki adam kavga ediyor. Kavgayı ayırmaya kalkmış, ikisini ayıracakken arkadan biri Nasrettin Hocanın yorganını aldığı gibi kaçmış. Nasrettin hoca eve girince karısı sormuş:
- Bey ne oldu?
- Ne olacak hanım, yorgan gitti kavga bitti