fıkraoku.com

ANA SAYFA > Tarihi Fıkralar > Köle Pazarı

Köle Pazarı Fıkrası

Adamın biri köle pazarından kiralamak istediği hizmetçiye;
- Ne kadar ücret istersin? diye sorar.
- Karın tokluğuna çalışırım. Cevabını alınca da, kölenin iri cüssesine bakıp;
- Beni bağışla, seni kiralayamayacağım, der. Bu sefer, adamın hizmetçi almak gibi bir niyetinin olmadığını anlayan köle;
- Pazartesi ve perşembeleri de oruç tutarım, cevabını verir.

 

ekledi, 561 kez okundu.

Fıkrayı Paylaşın:
tweet facebook

Tarihi Fıkralar

Sonraki Fıkra:
Övülmek

Önceki Fıkra:
Kaza Kurşunu

Hoşunuza giden fıkraları bizimle paylaşın...

Fıkra Başlığı

Fıkra

Ekleyen:

Benzer Fıkraları Okuyun

Bir Çift Çorap

Zengin tüccar epey yaşlanmış, çocuklarını toplamış ve bir vasiyette bulunup şöyle demiş:
- Bak, size iki mektup bırakacağım. İlkini ben ölür ölmez, ikincisini mezarlıktan dönünce açın.
Bir süre sonra tüccar rahmetli olmuş, çocukları hemen ilk mektubu açmış. Mektupta “Oğlum, beni çoraplarımla gömün.” yazıyor.
Sıra cenaze ve defin işlemlerine gelince çocukları müftüye sormuş, müftü;
"Mümkün değil olmaz, dinimizde böyle bir şey yok, bu dünyaya nasıl geldiysek öbür dünyaya da öyle gideceğiz.” demişler.
Rahmetliyi mecburen çorapsız gömmüşler. Çocuklar mezarlık dönüşünde ikinci mektubu da açmış. 2. Mektupta “Gördünüz mü evlatlarım, öbür dünyaya bir çift çorap bile götüremedim.” diye yazıyormuş.

Bu dünyadan sadece yaptığımız iyilikleri götüreceğiz. Edindiğimiz mal, mülk burada kalacak.

 

fıkraoku.com ekledi, fıkra 2038 kez okundu.

Tarihi Fıkralar

İftihar Etmek

Şeyh Şâmil, çarlık idaresi tarafından yakalanıp esir edildiğinde, Çar II. Alexander:
– Sizin gibi büyük bir insanı misafir etmekle iftihar ederim deyince,
Şeyh Şâmil'in cevabı şu olmuş:
– Siz benim misafirim olsaydınız, ben daha çok iftihar ederdim.

 

fıkraoku.com ekledi, fıkra 1588 kez okundu.

Tarihi Fıkralar

Sümbülzade Vehbi Efendi

Aşağıdaki şiir, edebiyat tarihimizin saygın şahsiyetlerinden Sümbülzade Vehbi Efendi'nin müstesna bir eseridir. Şiirin hikayesi ise şöyle: Bir gün padişah Vehbi Efendi'yi yanına çağırır ve: "Bana öyle bir şiir yaz ki bir mısrasını okuyunca içimden seni öldürmek, bir sonrakini okuyunca ise ödüllendirmek gelsin" der. Ve işte sonuç aşağıda:

Azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.
* * *
Lal-u şarap içurem ve ıslatıp geçirem,
Parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahsan.
* * *
Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.
* * *
Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
* * *
Salınarak giderken arkandan ben sokayım,
Ard eteğin beline, olmasın çamur aman.
* * *
Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
Sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.
* * *
Öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarıda hiç,
Düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.
* * *
Eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
* * *
Herkese vermektesin, bir de bana versene,
Avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
* * *
Sen her zaman gelesin, ben Vehbi'ye veresin,
Esselamun aleyküm ve aleykümesselam.

 

fıkraoku.com ekledi, fıkra 1385 kez okundu.

Tarihi Fıkralar