Bir gün annesi Küçük Nasreddin'e:
- Yavrum, dereye çamaşır yıkamaya gidiyorum. Ben gelinceye kadar sakin kapıdan ayrılma, der.
Biraz sonra amcası gelir.
- Git annene haber ver! Akşama size geleceğiz.
Küçük Nasreddin, amcası gider gitmez hemen evin kapısını çıkarıp sırtına yükler ve derenin yolunu tutar. Annesi, oğlunu sırtında kapı ile görünce büyük bir şaşkınlık içinde:
- Oğlum bu kapı ne? Nasreddin cevap verir;
- Sen bana kapıdan ayrılma dememiş miydin? İşte ben de kapıdan ayrılmadım...
Annesi yaramazlıklarından bıktığı küçük oğlu Emre'yi korkutmak için öfkeyle bağırdı:
- Bana bak! Sana son defa söylüyorum. Yaramazlık yapmaya devam edersen, seni tavukların yanına kümese kapatırım.
Küçük Emre yaramaz olduğu kadar da zekiydi:
- İstediğin kadar kapat anneciğim, ben yumurtlayamam ki!..
Ali, Ahmet ve Ayşe bakkala girer. Ali der ki "Ben bir lokum alıcam" bakkalcı merdiveni getirir ve çıkıp yukarıdan lokumu getirir ve Ayşe'ye sorar sen ne alacaksın o da bir lokum ister adam bıkmış bir halde merdiveni tekrar koyar ve lokumu eline alır aşağı inmeden Ahmet'e sorar sende mi bir lokum istiyorsun Ahmet hayır der bakkalcı aşağı iner ve Ahmet'e sorar sen ne istiyorsun?
- İki lokum, der.