Kanunî Sultan Süleyman:
- Şu çekmecemi benimle beraber kabrime defnedin!" diye vasiyette bulundu. Ölünce vasiyetinin yerine getirilmesi için çekmece mezarın başına getirildi. Ebussuud Efendi de dahil olmak üzere mevcut ulema, gömülürdü gömülmezdi diye münakaşaya koyuldu. Ölünün eşyasını kabre beraber defnetmek İslam'da yoktur, Mecusî'ye benzetilmek lazım gelirdi gelmezdi derken çekmece tutanın elinden yere düşerek açıldı. İçinden birçok kağıtlar döküldü. Bunlar Ebussuud Efendi'nin fetvalarıydı. Padişahın vasiyetten muradı, mahşerde sorulduğu vakit: "Yarabbi! İşte her şeyi şer-i şerifin fetvasıyla yaptım!" diyeceği anlaşıldı. O fetvaları Şeyhülislâm Ebussuud Efendi görünce ağlamaya başladı ve:
- Ah Süleyman, dedi. Sen kendini kurtarmışsın, iş bize kalmış!
Adamın biri, 40 adım uzaktan ipliği atıp iğnenin deliğinden geçirmek için 40 yıl çalışmış, bu yeteneği ile padişahın huzuruna çıkmış.
Padişah;
- 40 altın verin, 40 da sopa vurun, demiş.
Adam 40 sopaya şaşırınca Padişah;
- Becerini ve böyle lüzumsuz işlerde kullandığın için, demiş.
Çevresindekilerce gizliden gizliye "Öküz" olarak adlandırılmış olan Mehmet Paşa'nın komuta ettiği ve İran'a karşı düzenlenen bir seferde, ordu komuta heyeti kışlak çadırında toplanmış taarruz planlarını gözden geçirirlerken, birliklerin iaşesi ve taşıma işleri için getirilmiş öküzlerden biri çadırın aralığından kafasını uzatıp gözlerini Öküz Mehmet Paşa'ya dikmiş. Çevresindekiler gülmemek için kendilerini zor tutmuşlar, biraz tebessüm ederlerken, öküz gitmiş. Ancak bir süre sonra tekrar gelip, başını yine içeri uzatmış ve yine uzun uzun Öküz Mehmet Paşa'yı süzmüş. Bu sefer çevresindekiler artık kendilerini tutamayıp kahkahaları basmışlar. Herkes gülmekten kırılırken, Öküz Mehmet Paşa,
- Bu hayvan bana ne diyor biliyor musunuz? diye sormuş.
- Diyor ki; "Hadi senin kim olduğunu anladım da, bu yanındaki eşekler de neyin nesi?"
Harun Reşit rüyasında bütün dişlerinin döküldüğünü gördü. Sabahleyin bir rüya tabircisi çağırdı. Rüya tabircisi;
- Emirülmüminin ömrü uzun olsun. Tüm akrabalarınız sizden önce ölecekler, diye yorumladı rüyayı.
Harun Reşit;
- Huzurumda böyle üzücü sözler ettiği için yüz değnek vurun şu adama, dedi ve başka bir rüya tabircisi çağırdı. Rüyasını ona anlattıktan sonra rüya tabircisi;
- Emirülmümin bütün akrabalarından çok yaşayacak, dedi.
Harun Reşit;
- Bu tabir de ondan pek farklı değil ama söylemeden söylemeye fark var, dedi ve rüya tabircisine yüz dinar verdi.