Bir Sünni üç kez "boş ol" diyerek hanımını boşamış, daha sonra pişman olup hocaya giderek geri almak istediğini söylemiş Hoca da:
-Bu mümkün değil, tek çaresi var o da hülle,
demiş ama adam razı olmamış Hoca demiş ki:
- Birde Bektaşi'ye danış onlar belki bir yol gösterir,
demiş adamda Bektaşi'ye gitmiş durumu anlatınca Bektaşi sormuş
- Şartı sen mi ettin yoksa eşin mi,
demiş adam da
- Ben ettim. demiş. Bektaşi'de demiş ki;
- O zaman kadının suçu yok, hülle sana düşer hadi ğit demiş
Bektaşi'ye sormuşlar.
- Dünya öküzün boynuzlarının üstünde duruyormuş, ne diyorsun bu işe?
- Valla onu bilmem ama buna inanan öküzlerin olduğunu biliyorum, demiş.
Dilencinin biri el açmış dileniyor, hem de dua ediyormuş.
Bektaşi yirmi lira vermiş;
- Duanı istemem, demiş.
Dilenci şaşkınlıkla sormuş:
- Niye duamı istemiyorsun ki?
- Yahu senin duan kabul olsaydı, kendini kurtarır da dilenmezdin!
Ramazan ayında Bektaşi'nin birini ağzında erikle görmüşler.
- Bu ne hal efendim! İftara daha çok var, demişler. Bektaşi de;
- Ben bunu ağzıma koydum ki iftara kadar yumuşasın sonra yiyeceğim, demiş.