Komşu kasabaya hamama giden Nasrettin Hocayı tanımayan hamamcı Hocanın sade kıyafetine bakıp pek itibar etmez. Eski bir havluyla pörsümüş bir sabun verir fakat Hoca çıkışta giyimine göre hiç beklenmeyecek şekilde hamamcıya ve çalışanlarının her birinin eline birer altın sayınca hepsi şaşırır. Ertesi hafta yine gelen Hocaya pek itibar ederler, en güzel havlulardan ve parfümlü sabunlardan verirler. Bir güzel yıkarlar, keselerler, masaj yaparlar fakat Hoca çıkışta geçen hafta aldıkları gibi altın geleceği için avucu kaşınarak bekleyen sadece hamamcıya değeri düşük bir bakır para vererek:
- "Geçen hafta verdiğim altınlar bu haftaki ücrettir, bu bakır para ise geçen haftanın" der.
Nasreddin Hoca karın ne olduğunu bilmiyormuş. Bir gün sabah kalkmış ki her taraf bembeyaz kar. Tabi karın ne olduğunu bilmiyor pamuk zannetmiş. Hemen karısının başına gitmiş:
- Karı karı kalk! Her taraf pamuk dolu. Yatağı yorganı getir de dolduralım.
Sabah olmuş Hoca:
- Karı karı kalk! Her gün çocukların çişini kaçırdığı yatağa bugünde yastık yorgan kaçırdı, demiş.
Nasrettin Hoca, bir gün cuma namazından çıktıktan sonra eşeğine binmiş, cemaatle birlikte eve doğru gidiyormuş. Eşek, bir ara hızlı hızlı yürüyerek kalabalığın önüne geçmiş. Hocanın arkası cemaate doğru gelince, hemen eşekten inip tersine binmiş. Yanındakiler sormuşlar.
-Eşeğe neden ters bindin Hocam? Hoca, kıs kıs gülerek:
- Nasrettin Hoca akşam uyurken dışarıdan sesler gelmiş, Hoca karısına seslenmiş:
- Hanım kalk dışarıdan sesler geliyor. Hanımı
- Kedidir kedi, deyip yatmış.
Nasrettin Hoca dayanamayıp dışarı çıkmış, bakmış ki iki adam kavga ediyor. Kavgayı ayırmaya kalkmış, ikisini ayıracakken arkadan biri Nasrettin Hocanın yorganını aldığı gibi kaçmış. Nasrettin hoca eve girince karısı sormuş:
- Bey ne oldu?
- Ne olacak hanım, yorgan gitti kavga bitti