Bir general, komşu ülkeden gelen konuk generale hem hava atmak, hem de erlerinin kendisine ve vatanına bağlılıklarını göstermek için, üç erini ve karılarını yanına çağırır. Erlere birer kurusıkı tabanca verir. Onları yan odaya alır ve karılarını öldürmelerini ister. Konuk generale "Şimdi bakınız erlerimiz nasıl itaatkar ve vatansever", der. Erler teker teker içeri girerler. Birinci er karısından özür dileyip tüm şarjörü boşaltır. Tabii karısı ölmez, kurşunlar kurusıkıdır. İkincide de aynı şey olur. Generalin gözleri yaşarmıştır. En son giren erin ardından, iki general kurşun seslerini dinlerken, "dan dan dan dan dan dan... şangırrrr", diye bir ses duyarlar. İşini bitirip çıkan ere merakla sorarlar, "neydi o şangırrr sesi?" diye. Er yanıtlar:
- Komutanım bana kurusıkı kurşun vermişsiniz, karım ölmeyince bende tuttum camdan aşağı attım.
Karacıların komutanı tatbikat sırasında bir asker çağırmış. Asker:
- Emret komutanım, diyerek yanına gitmiş.
Komutanı yere yatmasını istemiş. Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş. Asker kılını bile kıpırdatmadan yattığı yerde beklemiş ve malumunuz ezilmiş. Komutan diğerlerine dönerek:
- İşte cesaret, demiş.
Havacıların komutanı bir asker çağırmış. Asker:
- Emret komutanım, diyerek komutanının yanına gitmiş.
Komutanı helikoptere binmesini emretmiş. Asker helikoptere binmiş ve havalanmış. Daha sonra komutanı askere aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş, asker de emre itaat etmiş ve atlamış. Yere çakılmış ve can vermiş. Komutan da diğerlerine dönerek:
- İşte cesaret, demiş.
Sıra gelmiş denizci komutana. Denizci komutan askerini çağırmış. Asker çakı gibi hazır ola geçmiş ve;
- Emret komutanım, demiş. Komutan;
- Derhal denize atla ve 10 dakika yüzeye çıkma, demiş.
Asker;
- Hadi lan, demiş. Komutan diğer komutanlara dönerek:
- İşte asıl cesaret bu, demiş.
Bir gün askerlerin biri diğerine;
- Eğer binbaşı gelip sana yaşını sorarsa 23 yaşındayım de, kaç yıldır çalışıyorsun derse 3 de savaşırken bombayı mı tabancayı mı tercih edersin derse iki beraber de.
Binbaşı gelmiş sormuş kaç yıldır çalışıyorsun;
Asker cevaplamaya başlar, cevapları karıştırır.
- 23
- Kaç yaşındasın
- 3
Binbaşı öfkelenir;
- Sen deli misin aptal mı?
- İkisi beraber:)
ABD Rusya'ya karşı güdümlü nükleer füze fırlatmış.
Rusya da yanıt olarak, ABD'ye kendi güdümlü nükleer füze fırlatmış.
İki füze kuzey kutbundan uçarken birbirine rasgelmiş.
Fıkra bu ya füzeler birbirini görünce, ikisi de kendisini durdurmuş.
Rusya'nın füzesi Amerika'nın füzesine sorar:
— Nereye uçuyorsun böyle?
— Ne demek nereye? Sizin memlekete uçuyorum. Ya sen nereye?
Rusya'nın füzesi der:
— Sen bize uçuyorsun demek, belli, ben de sizin oraya uçuyorum.
Amerika'nın füzesi der:
— Ne ilginç birbirimize böylece rasgeldik!
Rusya'nın füzesi:
— Hakikaten, haklısın, ben de seni önce hiç görmemiştim. Öyle ise birer bardak votka içelim mi?
Amerika'nın füzesi:
— Neden olmasın, içelim tabi ki...
İçmişler.
Amerika'nın füzesi:
— Silahım, kuvvetim çok, farkında mısın? Sizin orada dehşetle patlayacağım!
Rusya'nın füzesi yanıtlamış: fıkraoku.com
- Ben de boş değilim, Tanrı'ya şükür, gücüm de yeterlidir...
Amerika'nın füzesi der:
— Bir düşün, neredeyse bir felaket olacak...
Rusya'nın füzesi:
— Kaderimiz öyle, az daha neşeli olalım, birer bardak daha içelim mi?
Amerika'nın füzesi:
— Haydi içelim ya!
Yine birer bardak içmişler...
Amerika'nın füzesi içip, morali bozulmuş halinde söyler:
— Patlarsam ben yok olurum, sen de patlayıp yok olursun!
Rusya'nın füzesi:
— Evet, ölür yok oluruz...
— O zaman ruhumuz şad olsun, birer bardak daha içelim!
Yine içmişler, Amerika'nın füzesi söyler:
— Bu kadar yeter, şimdi uçmam lazım!
Rusya'nın füzesi:
— Yollarımız açık olsun diye son bir bardak daha içelim!
Amerika'nın füzesi der:
— Vallahi öyle, peki içelim...
İçmişler ve birden Amerika'nın füzesi hâlsiz bir şekilde der:
— Dostum, kendimi kötü hissediyorum, midem bulanıyor.
Rusya'nın füzesi cevap verir:
— Kardeşim, merak etme. Ben seni evine kadar geçireceğim!
Bu fıkrayı muhteşem bir Rus aktörü, Yuri Nikulin 90'ların başında televizyonda anlatmıştı.