Köylünün biri kasabaya pazara gidecekmiş ama gidecek bir arabası, hatta atı ve eşeği de yokmuş. Bir ara komşusundan istemeyi düşünmüş, komşusuna gitmiş.
- Osman Emmi, kasabaya pazara gidecektim de sana bir şey diyecektim, demiş. Komşusu da:
- Buyur de komşum, deyince:
- Sana eşek diyecektim, demiş. Hiçbir kızgınlık belirtisi göstermeyen komşusu devam etmiş;
- De oğlum de eşek de, öküz de. Hazır ağzını açmışken başka diyeceklerin varsa onları da de, diye cevap vermiş.
Adamın evine kedinin biri dadanmış. Bir gün adam kediyi almış, ormanlık bir alana götürüp bırakmış. Sonra eve gelmiş.
Biraz sonra kedi çıka gelmiş.
Adam tekrar denemiş. Fakat sonuç aynı.
En son kediyi çok uzak ve yolları oldukça karışık bir yere bırakmış. Eve dönerken kendisi yolu karıştırmış.
Aramış aramış evin yolunu bulamamış.
Evi telefonla aramış:
- Hatun, kedi geldi mi?
- Evet geldi.
- O şerefsiz kediye söyle; gelsin beni alsın.
Kumkapı balıkçılarından biri bağırıyor:
- Canlı balık, canlı balıııııııık...
Yaşlı bir teyze yaklaşıp soruyor:
- Evladım balıklar taze mi?
Balıkçı:
- Canlı balık, canlı balık
Yaşlı teyze tekrar soruyor:
- Evladım balıklar taze mi?
Balıkçı:
- Teyze, canlı diyoruz ya işte!..
deyince teyze şöyle diyor:
- A evladım, ben de canlıyım ama taze miyim?
Ömür boyu sıkı dostlukları devam eden iki arkadaş zamanla yaşlanmış. İki yaşlı adam birbirlerinin her şeyinden haberdardı. Bir tanesi çok hastalandı ve hastalık onu yatağa düşürdü. Hasta yatağında yatmakta olana arkadaşı şöyle dedi:
- Öbür dünyaya gittiğinde bak bakalım, orada futbol oynanıyor mu? Eğer futbol oynanıyorsa bir şekilde bunu bana haber vermelisin.
Arkadaşı da son nefesinde tamam diyerek söz verdi ve öldü. Aradan üç günlük zaman geçmişti. Adam rüyasında ölen arkadaşını gördü, onunla arasında konuşma şöyleydi:
- Sana bir iyi bir de kötü haberim var.
- Önce iyi haberi söyle.
- Diğer dünyada futbol oynanıyormuş.
- Ya kötü haber nedir?
- Yarınki maçta kalede sen varsın...