Bir gün Nasreddin Hoca bakmış,uzaktan bir köylü topluluğu geliyor. Hemen yere sırtüstü uzanmış.
Biraz sonra birkaç köylü gelmiş.
Köylülerden biri:
"Bir fakir ölmüş, bu adam için kefen parası toplayalım."
Köylüler paralarını birleştirmiş ve beş yüz akçe olmuş.
Bir köylü parayı sayarken:
"Bunun gömülmesine yüz akçe yeter," demiş" kalan dört yüz akçeyi de güvenilecek birini bulursak evindekilere, arkasında kalanlara veririz."
Hoca bu sözü duyunca hemen fırlamış:
"Arkadaşlar Siz en iyisi o dört yüz akçeyi bana verin, ben evde kalanlara sağ salim götüreyim Daha dört yüz akçeyi götüremeyecek kadar ölmedim"
Nasreddin Hoca karın ne olduğunu bilmiyormuş. Bir gün sabah kalkmış ki her taraf bembeyaz kar. Tabi karın ne olduğunu bilmiyor pamuk zannetmiş. Hemen karısının başına gitmiş:
- Karı karı kalk! Her taraf pamuk dolu. Yatağı yorganı getir de dolduralım.
Sabah olmuş Hoca:
- Karı karı kalk! Her gün çocukların çişini kaçırdığı yatağa bugünde yastık yorgan kaçırdı, demiş.
Nasrettin Hoca, bir gün cuma namazından çıktıktan sonra eşeğine binmiş, cemaatle birlikte eve doğru gidiyormuş. Eşek, bir ara hızlı hızlı yürüyerek kalabalığın önüne geçmiş. Hocanın arkası cemaate doğru gelince, hemen eşekten inip tersine binmiş. Yanındakiler sormuşlar.
-Eşeğe neden ters bindin Hocam? Hoca, kıs kıs gülerek:
- Nasrettin Hoca akşam uyurken dışarıdan sesler gelmiş, Hoca karısına seslenmiş:
- Hanım kalk dışarıdan sesler geliyor. Hanımı
- Kedidir kedi, deyip yatmış.
Nasrettin Hoca dayanamayıp dışarı çıkmış, bakmış ki iki adam kavga ediyor. Kavgayı ayırmaya kalkmış, ikisini ayıracakken arkadan biri Nasrettin Hocanın yorganını aldığı gibi kaçmış. Nasrettin hoca eve girince karısı sormuş:
- Bey ne oldu?
- Ne olacak hanım, yorgan gitti kavga bitti