Ders coğrafyadır ve Türkiye haritası tahtada asılıdır. Öğretmen her zamanki gibi çocuklara coğrafya kitabından sayfa numaralarını vererek okumalarını ister ve bütün sınıflarda yaptığı gibi poşetinden şişlerini çıkararak örgü örmeye başlar. Dersin ortalarına doğru müdür ve müfettiş kapıda belirince telaşlanan öğretmen örgüsünü fırlatarak surat kıpkırmızı ayağa kalkar. Kendi için ördüğü etek ise haritanın asılı olduğu çiviye takılmıştır. Müfettiş dersin nasıl gittiğini sorup çocuklara birkaç soru soracağını belirterek Hakan'ı ayağa kaldırır.
- Türkiye'nin başkenti neresi oğlum?
- Ankara hocam. Müfettiş tekrar Ali'ye:
- Harita bilgin nasıl, bana doğum yerini gösterebilir misin? Ali Sinop doğumludur ve öğretmeninin eteği Sinop'un üstünü kapatmaktadır. Biraz duraksadıktan sonra öğretmenine:
- Eteğinizi kaldırır mısınız hocam, doğum yerimi göstereceğim.
Öğrencinin biri sınavda soruları yanıtlamak için zar atıyormuş 1 gelirse A 2 gelirse B... 5 gelirse E vs. 6 geldiği zaman tekrar zar atıyormuş. Bir atmış altı gelmiş, bir daha atmış yine altı gelmiş, bir kaç defa daha atmış yine altı gelince:
- Bu soru çok zor bu soruyu geçeyim, demiş.
Öğretmeni Ali'ye sormuş;
- Ağaçta 7 kuş var birini vurdum, geriye kaç kuş kalmıştır? Ali;
- Kalmaz öğretmenim, hepsi gürültüden uçar, demiş. Öğretmeni;
- Hayır, dersimiz matematik ama düşünüş biçimini beğendim, demiş. Ali hırslanmış. Öğretmenine bir soru sorabilir miyim deyip;
- Üç kadın varmış, biri dondurmayı emerek, biri yalayarak, biri ısırarak yermiş. Bunlardan hangisi evlidir?
Öğretmeni kızarıp, bozarmış.
- Emen mi? Demiş. Ali;
- Hayır, parmağında alyansı olan ama düşünüş biçiminizi beğendim, demiş.