Zararsız bir deli ile bir general bir handa aynı odada misafir olurlar. Deli hancıya sabah erken yola çıkması gerektiğini söyler ve sabah ezanında uyandırılmasını rica eder. Hancı deliyi istediği vakitte uyandırır. Karanlıkta giyinmeye çalışan deli yanlışlıkla generalin elbiselerini giyer ve yola koyulur. Epey yol gittikten sonra ortalık aydınlanınca üzerindekileri fark eder. Şöyle söylenir:
Bir gün deliler hastanesinde doktor, delilerin iyileşip iyileşmediğini anlamak için duvara bir kapı çizmiş Deliler bu kapıyı açmaya çalışıyorlarmış. Delilerden biri kıs kıs gülüyormuş. Doktor, bir delinin iyileştiğini sanarak sevinç ile yanına gitmiş.Deliye sormuş;
- Sen neden gülüyorsun? O da;
- Onlar o kapıyı açamazlar, çünkü kapının anahtarı bende, demiş.
İki deli beraber yolda gidiyorlarmış. Biraz yürüdükten sonra yol kenarında direksiyon bulmuşlar ve buna çok sevinmişler. O sevinçle uzunca bir süre yol aldıktan sonra bir benzincinin önünde durmuşlar. Direksiyonu tutan deli;
– 100 liralık benzin, süper olsun demiş.
Benzinci her iki deliyi de tepeden tırnağa süzdükten sonra;
– Gidin işinize, sizin cıvatalarınız gevşek, demiş.
Diğer deli direksiyondaki arkadaşına doğru dönmüş;
– Gördün mü bak! Araba masraf kapısı açtı hemen!