Zamanın Bünyan Kaymakamı “gece kimse fenersiz gezmeyecek” diye emir verir. Emrine uyulup uyulmadığını kontrol etmek için geceleri gezmeye çıkar. Bir gün Aşık Mustafa'ya rastlar. Aşığın elinde fener yerine keven otu yandığını gören kaymakam, kızgın kızgın sorar:
- Hani senin fenerin?
Aşık Mustafa hiddetlenerek cevap verir:
- Ottan olur aşıkların feneri,
Yeni çıktı Kaymakamın hüneri,
Çeker isem belimdeki döneri
Haddini bildiririm kaymakam.
Neye uğradığını şaşıran kaymakam, çevredekilere sorar.
- Bu kim yahu? Çevresindeki görevliler:
- Efendim buna Bünyan'ın meşhur Aşık Dayısı derler. Bu halk asığıdır. Kaymakam bir şey söylemeden çeker, gider.
Yahudi'nin biri, pazara, topal eşeği satmak için götürür, fakat alıcıyı kandırmak için eşeğin tırnağına çivi çakar, eşeğe bir Kayserili müşteri çıkar. Kayserili ayaktaki çiviyi görür, içinden "çiviyi çıkarırım düzelir" diye düşünür, eşeği alır.
Yahudi ertesi gün sağda solda övünür.
- Siz Kayserililer akıllıyız diye övünürsünüz, çiviyi çaktım anadan doğma sakat eşeği sattım der.
Duyanlar bunu Kayseriliye anlatırlar.
Kayserili elini dizine vurur:
- Tüh yahu, verdiğim para sahte olmasaydı bayağı kazıklanmıştım.